Serseri
Beyoğlu’ndayım
Işıklar, dükkânlar cıvıl, cıvıl İnsanlar pırıl, pırıl giyinmiş Başka bir ülkede gibiyim Süresiz bir bayram yeri gibi Siyah Afrikalılar var Saat satıyor kimi, kimi de parfüm Onlarında yüzleri gülüyor Balık pazarına giriyorum Kalabalıktan yürünmüyor Kaldırımlar meyhane Kafamda bin bir terane Oturdum bir köşeye Buz gibi bir bira içtim Kendimi Paris’te düşündüm Şu meşhur kafelerden birinde Bende gülümsedim Bir birayla Paris’e gittim geldim Melanet rakıda dedim kendime Beni hep yurt içi bırakıyor Birden yağmur başladı Herkes bir telaş kaçışıyor Yağmurdan kaçılır mı dedim Attım kendimi caddenin ortasına Yürü babam tünele oradan Karaköy Neden bilmem hep koyu gridir rengi İstanbul kazan ben çelebi yürüyorum İskelede balık kokusu hatırlatıyor Ekmek arası kaç aşk tükettiğimi Ve kendime kızıyorum Vapura tek jetonluk bir yolcuyum İyi ihtimal omzuma bir martının sıçması Bir biletlik neden arıyorum kendime Ya da sığıntı olabilmenin telaşı bu Bilmek içimden gelmiyor susuyorum Şehir beni kusuyor ben kendimi Yağmur içime işliyor üşüyorum Tüm tanıdıklarım bir küçük defterde Kendimi telefon kulübesinde buluyorum Gördüğüm tüm numaraları çeviriyorum Uzun, uzun çalıyor zilin sesi Evet diyorum benim, nasılsın Susuyor önce iyiyim diyor, iyiyim Benim diyorum, tanıdın mı beni Biliyorum diyor, yine susuyor Susma diyorum konuş, bir şey söyle Üşüyorum diyor çok ıslandım Biliyorum yağmur içine işledi Bir şey yapmalısın, hasta olacaksın Biliyorum diyor yine, üşüyorum Eve gitmeliyim, ısıtmalıyım kendimi Peki diyorum, kapat telefonu Çıkıyorum kulübeden eve doğru Ayaklarım bildiğim istikamette Gülümsüyorum her zamanki gibi İnsan hiç yanlış numarada yaşarmı |
Tüm tanıdıklarım bir küçük defterde
Kendimi telefon kulübesinde buluyorum
Gördüğüm tüm numaraları çeviriyorum
.....................................
Çalan telefonlar hep yüzüme
kapanıyor birer birer.
Yabancılaşıyor kulağımda çınlayan sesler..
.............................
Tebrikler...