*** Sevgi doldur gönlüne, dünya malını sevme, Hakk’ı ara ey mümin taca tahta güvenme***
Muhterem bir padişah güzel ve yakışıklı Şehre hakim tepede altın saray ışıklı, Duvarlarda samur kürk, yerler acem halısı Gümüş sedef kakmalı penceresi , kapısı, Sarayın bahçesinde bin bir renkli çiçekler Yakut kafeslerde ötüşürler bülbüller, Uşaklar hizmetçiler gölge gibi sessizdir İpekliler içinde cariyeler eşsizdir, Hazine dairesi altınlarla dopdolu Daha ne isterdi ki dünyada insanoğlu, İdaresi altında memnundur yaşayanlar Sevmeyeni hiç yoktur, çoktur alkışlayanlar Şölenler düzenlenir eğlenceler yapılır Aylarca sürdürülür kahkahalar atılır,
Bazen sessizlik çöker padişah uyuyamaz İçinde bir sıkıntı, sebebi anlayamaz, Dalar gibi gözleri sanki derin bir rüya Ey İbrahim! Uyan, uyan diyorlar güya Korkuyla sıçrayarak etrafa bağırıyor “Kim o, kimdir o” durmadan bağırıyor, Titremekte vücudu kalbi küt küt atmakta Şakakları zonkluyor her yandan ter akmakta, Artık gözde uyku yok günlerce düşünmekte Duyduğu garip sesi aklından geçirmekte, Bir gün gündüz tahtında otururken aynı ses “Uyan İbrahim uyan, gaflette alma nefes” Padişah silkinerek bağırdı: “uyanığım Sen kimsin? Görün bana, sesinin hayranıyım” “Uyuyorsun İbrahim, gaflet uykusundasın Git Hakkı bul ara perde arkasındasın, Padişah İbrahim’in kararıyor gözleri Dimağı düşünmekte o lâhuti sözleri Günlerce tekrarlandı kulak verdi bu sese Gönlü yırtılacaktı düşmüştü bir yeise
Bir gün yine duymuştu, sen kimsin de demedi Fark etti ses yerini ses gönlünden gelirdi, Zenginlik neye yarar? O, Hakkın sesidir bu Çöllerin yüreğine damla damla inen su Saray, servet gerekmez, çekti gitti dağlara Ayak yalın günlerce yürüdü ormanlara, Attığı her adımda Allah’a sığınıyor Yüreği kavruluyor, nur dolup arınıyor...
Yıllar geçti aradan nasıl olmuştu yeri? İbrahim’in sarayda padişah olmuştu biri Cariyeler yaşlanmış, yeni güzeller gelmiş Kimileri ölmüşte, hizmetçiler değişmiş, Eski hizmetçilerden birisi habercidir Komşu ülkeye giden süvari bir elçidir, Ormanlıktan geçerek nehri takip ediyor Baktı bir ihtiyarcık hırka tamir ediyor,
Selâm verdi adama, indi attan aşağı Aman ya Rabbi! Bu kim? Bu eski padişahı “İbrahim padişahım, tanıdın mı beni sen? Hani senin saraydan senin hizmetçilerden” Dedi: hıçkırıklar içinde ellerine kapandı Padişahın haline yüreği paralandı, “Tanıdım dedi İbrahim” iyi misin evladım Bir daha görüşüp de hal hatır soramadım, “Ben iyiyim sultanım, ama sen nolaydı Görmeseydi bu hali, gözlerim kör olaydı, Kulaklarım duymasa, duymasaydı sesini, Yüreğim dayanmıyor sen ne ettin kendini? “Halimde ne var oğlum? Bak güzellik ne biçim? Hırkamı yamıyorum elimde var bir işim” “Daha ne olacak sultanım, padişahım? Niçin böyle eyledi şanı yüce Allah’ım? Sarayından binlerce insana hükmederdin Cariyeler pervane, yoktu senin hiç derdin, Senin bir emrin için insanlar saf olurdu Bu hırka nedir şimdi? Libasların olurdu”
İbrahim hizmetkârın baktı üzüntüsüne Sıvazlamak istedi el sürerek üstüne, Kaldırmıştı kolunu hizmetkarın çiğnine Elindeki iğnesi düştü nehrin içine, Hizmetkar gördü bunu, hıçkırarak ağladı “Gördün mü padişahım başka iğnen kalmadı, Benim yüzümden oldu, ya Rab ne yapmalıyım? Allah’ım nerden, nerden bir hırka bulmalıyım?”
“Üzülme oğul hele, değmez” dedi ihtiyar “Elbet bize burada da hizmet edecekler var,” Eğildi nehre doğru: “uzatın balıklar” dedi Boz bir balık ağzıyla bu iğneyi getirdi, Hizmetli gördü bunu ellerine sarıldı Bu keramet ışkıyla gönül gözü arındı, Gideceği ülkeyi her şeyini unuttu, Bir tatlı duygu ile o da yolları tuttu, Dünyadaki padişah O, İbrahim Ethem’di Bu keramet milyonca hizmetkâra bedeldi, Bunca servet, saraylar dünyada kalıcıdır Hakka erişme zevki, akıllar alıcıdır,
Allah için malından ver yoksula çekinme Yardımdan mal tükenmez hiç aklına getirme, Şeytana taht kurdurma gönlündeki sarayda Kibir, gurur, benliğin çiğnenmeli ayakta, O zaman işte sen de kâmil insan olursun Yürüdüğün yolunda sen de Hakkı bulursun Ya Rabbi biz kullara bu yolda metanet ver Gafletten uyar bizi, bizlere feraset ver.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İBRAHİM ETHEM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İBRAHİM ETHEM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yıllar geçti aradan nasıl olmuştu yeri? İbrahim’in sarayda padişah olmuştu biri Cariyeler yaşlanmış, yeni güzeller gelmiş Kimileri ölmüşte, hizmetçiler değişmiş, Eski hizmetçilerden birisi habercidir Komşu ülkeye giden süvari bir elçidir, Ormanlıktan geçere nehri takip ediyor Baktı bir ihtiyarcık hırka tamir ediyor, YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZELDİ.
Allah için malından ver yoksula çekinme Yardımdan mal tükenmez hiç aklına getirme, Şeytana taht kurdurma gönlündeki sarayda Kibir, gurur, benliğin çiğnenmeli ayakta, O zaman işte sen de kâmil insan olursun Yürüdüğün yolunda sen de Hakkı bulursun Ya Rabbi biz kullara bu yolda metanet ver Gafletten uyar bizi, bizlere feraset ver.
Değerli Üstadım, yüreğiniz yine çağlamış. Rabbim dilinizden ve o güzel yüreğinizden sevgiyi eksik etmesin. İyi ki varsınız. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum efendim. Rabbime emanet olunuz.
İbrahim’in sarayda padişah olmuştu biri
Cariyeler yaşlanmış, yeni güzeller gelmiş
Kimileri ölmüşte, hizmetçiler değişmiş,
Eski hizmetçilerden birisi habercidir
Komşu ülkeye giden süvari bir elçidir,
Ormanlıktan geçere nehri takip ediyor
Baktı bir ihtiyarcık hırka tamir ediyor,
YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZELDİ.