SİYAHIN BEYAZI SEYRİ
siyah ve beyazın zıtlığı derimize kazınmış,
açlık siyahın içinde zencivari bir şekilde, tokluk nişastalı olarak beyazın. adaleti varmı ki dünyanın ? mülkünden yana şüphem yok. pudralı yüzlerin üzerine iki damla guajdan siyah göz yaşı eklesem, kandırabilirmiyim pirinç tarlalarında sırtına vurmuş yavrusu (gözünde bir parmak çapağı) çamuru karıştıran elleriyle umutsuz anaları. çamur keşenini şenliğe dönüştüren babaları. mikroskobik nedenlerle mutlu olabilen yurdum insanı, bir kışı, yarım ambar kırılmış buğdayla geçirmeye alıştırılmadımı ? birer karbonhidrat topu olarak dolandık sokaklarda, çocuk tırnaklarımızda beyaz lekeler. çatlamış dudaklarımızda kanla karışık iltihabik ödemler. beyaz ap ak siyah kap kara beyaz namus siyah kabus beyaz asil siyah rezil beyaz nezaket siyah kabahat beyaz tepeden siyah koftiden ...... ..... siyahın beyaza özentisiyle geçer camdan dünyada hayat, beyazın mutluluğuyla mutlu olur günde 12 saat, beyazın arkası yarınlarında tesellisini bulur züürtçe siyah, oturma odasındaki çeyizlik dantelli kanepelerde. siyahın beyaza iç geçirişiyle beyazın siyaha diş geçirişiyle geçer durur oksijenle akit etmiş zaman. |