Yıldızların pırıltısı saclarından dökülürken,
Cennet bahçelerini dolaşmak gibi seni sevmek...
Yıldızlara sor uykusuz gecelerimi,
Seni düşünürken kaç mum söndüğünü söylesinler
Gülleri kokladım seni hatırlatsın diye,
Dikenlerini batırdım tenime,,yokluğun yerine
Gözlerinle yeşillendi sonbahar sabahlarım..
Adı Yeşim olsun istedim
Aşkımızın meyvesi isimsiz kalmasın dedim..

Tebessüm ettin uzaktan
kış mevsiminde kızartılan ekmek güzelliği gibi.
Geldin..Karşımdaydı hayalin,
Sarıldım sımsıkı,ve anladım o an,,
Hayalini,cennet’e ve Yıldızların parıltılarına değişmeyeceğimi...

En güzel bu saatlerde düşlüyorum seni.
Gökyüzü güneşi uyutmuş,
Ama güneşin ışığı hala gökyüzünde.
Biraz sarı,biraz kızıl
Hatta mor da var aralarında...

Sanki güneş gözlerindeki sıcaklığı kıskanmış da
Bırakmıyor gökyüzünü..
Ve dünkü gibi olacak hava birazdan..
Ondan önceki gibi,
Ondan daha da öncekiler gibi..

Güneş kıskançlığından yıldızları gönderecek gökyüzüne.
Yıldızlar daha da güzel demeye çalışacak,
Fakat Yine bir faydası olmayacak.
Senin bir tek bakışın,
Yine bütün yıldızları söndürecek...

Batuhan Serhat Candar & Selin Özdemir