Köşe başında üç damla gözyaşı;Mahmud,Ahmet,Hüseyin
Köşe Başında Üç Damla,,,mahmud,ahmet,hüseyin
Karanlıktı asfaltı eskimiş sokaklar. Dolaşıp durdu akşamdan geceye kadar,, Ağlamaklıydı Mahmud..... Mahmud olduğu kadar da mahmur ve mağrurdu... Yediremiyordu olanları vede bitenleri.... Çocukken hiç sevmediği o köşe başını gördü ve orda beklemeye koyuldu. Aslında o köşe başında beklemek için yaşı biraz uygunsuzdu,ve toydu.. Bir köşe taşlı sokağı daha arkasında bıraktı Ahmet. topukları tak tak diye vuruyordu öcünü alırcasına, Bu gece bir ayrı dertliydi, Yeni ve soğuktu geç çıkan bıyıklarındaki teri. Boşuna değildi geçen geceki evhamı, Eline alınca davetiye denilen o ince kağıdı,oda durumu anladı. Bu gece oda Mahmud’tan farksızdı.... Hüseyin ağlamayacaktı.. Haberi alınca o zaten,o anda ağlamıştı, Geceye öfkeden başka hiç birşey bırakmamıştı.. Ağlamıştı Hüseyin,o düğün akşamı... Hasta anasına mı üzülsün yoksa kabul olmayan duasına mı...? O da vurdu kendini sonunda sokaklara.. Gece saat geç olmuştu, Mahmud için sanki zaman durmuştu, Bir tek ışık sadece bir tek ışık bekliyordu. İki ayak sesi işitti öncebir sağa baktı,bir sola. Ahmet’i görünce düşündü,Hüseyin’i de görünce sanki öldü. Üçü de aynı anda anlam veremedi,ağlamaklıydı üçü,, Sonra o üçünün gözünden kurtarılması imkansız yaşlar süzüldü..... Üç eski arkadaş aynı köşe başında,düğün bittikten sonra, Bir ışık sadece bir ışık için o kadar yürümüşler, Bir ışık için o kadar üşümüşler,ve bir ışık uğruna karşılaşıp sanki ölmüşler,, Sustular çaresizce, Bakamadılar gözlerinin içlerine. Bir sigara istedi Mahmud,yoksa gam çekecekti ciğerlerine Gözlerindeki yaşlar olurken yakut.. ’Meğer’ dedi ahmet ve sustu, Son noktayı Ahmet koydu. ’Aynı gecede düğün,aynı gecede üç hüzün,üç hüznün tek sebebi, Bu gecenin göremeyeceğimiz mutlu gelini...’ Üç arkadaş koyuldular yola,geriye dönüp, Ahmet ’hayatımdaki son düğün’ dedi,sigarasını söndürüp. Onlar usulca arkalarından bir odanın ışığı yandı, Onlar eski arkadaştı,birbirlerine yanlış yapamayıp, Hiç biri arkasını dönüp geriye bakamazdı..... |