ÜZGÜNÜM
Bir yıl, bir gün oldu, köyden geleli,
Bağım, bahçem, harap olmuş üzgünüm Uğrun, uğrun gözyaşımı sileli, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Sanki bir yıl, bir asır’a denk geldi Kazandığım tam kesir’e denk geldi, Doğrularım az kusura denk geldi, Evim, barkım harap olmuş, üzgünüm. Bağlamamı çalıp, türkü yaktığım, Keklik gibi dört yanına sektiğim Fidanına gözüm gibi baktığım, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Kendi ellerimle dikip, söktüğüm, Her birine can suları döktüğüm, Sıcaklarda dal altına çöktüğüm, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Kirazı, elması, ayvası vardı, Her kim görür ise, maşallah derdi, Allah rızası çin her gelen yerdi, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Armudu, üzümü, dut’u, çileği, Kabul olmuş aç gözlerin dileği, Yıkılmış direği, göçmüş yolağı, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Bağımın rengarenk gülleri vardı, Konuşurdum sanki dilleri vardı, Pembesi, beyazı, alları vardı, Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. Eriği, cevizi, alıç, fındığı, Bilinir mi Oğuz’umun yandığı? Görülmüş mü çağlayanın dindiği? Bağım, bahçem harap olmuş, üzgünüm. |