şiir rüzgârı
serin esmeli gülümseyen şiirin
saçlarından damlayarak ardımdan evin derinliklerine kaybolmalısın soluğun dokunmalı terimin mevsimine şaşkınlığımı dölleyerek aratmalısın kendini oda oda köşe balkon ve bir pencerenin kuytusunda bulmalıyım uçacakken tam göğe son bir gülümse dokunmalı dilime gözlerim dinlesin tenha bakışlarını utangaçlığını bırak sonra koş yıldızına gözlerini istiyorum gökyüzümde... N. Savaş GÜNDOĞDU |
Öncelikle hoşgeldiniz sayın hocam aramıza.Sizin gibi yetkin bir şair dostu burda görmekten duyduğum mutluluğu anlatamam. Eliniz boş gelmemişsinz ne güzel dolu dolu bir şiirle yüreklerimize m erhaba demişsiniz.
Şiirinizi inanın doğru yorumlayabilmek adına en az beş kez okudum.
Eserimizde , dış dünyaya ait olan varlıklar ve onlardan alınan intibalar semboliz estetiğine yaraşır güzellikte ve ustalık kokan müthiş imgelerle temaya örülmüş.
* şiirin serin esmesi
* soluğun terin mevsimine dokunması
* şaşkınlığın döllenmesi
* gülümsemenin dile dokunması
* gözlerin gökyüzünde istenmesi
*gözlerin tenha bakışı dinlemesi
Etkili ve ayakları yere basan sağlam imgelerle baştan sona akıcı bir anlatım seyretmiş eser.Öyle ki nasıl başlıyor nasıl bitiyor anlamıyorsunuz bile. Baştan sonaa bir rüzgârla başlayan serüven sayın üstadımın noktalanmasını istediği yerde umudun son sözünü söylediği yerde bitiyor. Giriş - gelişme - sonuç mantığı harikulade bir şekilde ( özür dileyerek yanlış anlaşılmasın ) komposizyon mantığının en iyi , en usta, en şiirsel yönüyle şiire uyarlanışının altını çizmek istedim sadece.
Söyleyiş olarak yine , Özellikle ikinci yeni akımı demiyeyim de o isimde anılan şairlerimizin ve modern bugün ki şiirimin çok fazla itibar ettiği dilde deformasyon ve anlam kaymalarına sayın hocamın şiirinde yer vermediğidir.
Şöyle izah edeyim ;
Meselâ
" Hatta bazen karanlıklarına uzanırlarken kadar sonra " Cahit Zarifoğlu
yine
Şiirinde tekrarlayarak yığma söylem şeklini seçen
Bir kadın iki kadın elli iki kadın
Bir beyaz iki beyaz elli iki beyaz
Biriiyi bir güzeldi gökyüzünde
Gökyüzünde tralalla
T.Uyar
ya da
İki yöne yüzünü dönmüş anlatım şeklini seçen
Karardı ak tuzlar, neden ?
Behçet Necatigil
1- Tuz karardı, çünkü nedeni duman vardı
2- Kararan ak tuzlar.... Neden dumandı... neden duman oldu.... gibi...
Çifte anlam çoğaltan ... değil....
Burda bu örnekleri vermemin nedeni sayın üstadımın böylesi dar kapalı , anlatımları tercih etmediğini anlatmak içinde.
Sayın üstadım, gizi ve yazılanın ardındaki ruhunu sembollerin ardında gizlemiş.Onları perde olarak kullanmış .
Şiirinin ana biçimsel arterinin bu olduğu kanısına varıyorum ki daha önce de pek çok şiirini okumuş, eserlerine yabancı olmayan biri olarak bu sözümünde sonsuza kadar arkasındayım.
Evet giz var ama dil üzerinnde dediğim gibi dili düşünce diline araç ederek değil .. kesinlikle değil söz oyunlarıyla değil
düzgün anlatımla sembollere ruh enginlerini yükleyerek bir anlatım bu. Duru, açık, yalın ve öz Türkçe. Yunus Emre vari diyeceğim nerdeyse ama elbette ki değil.. imgesel şıklığı her yönüyle ruha ve yüreğe hitap eder nitelikte.
Efendim dilim döndüğünce bendeki yansımasına ses olmaya çalıştım.Umarım yanlış bir değerlendirme yapmamışımdır.
Var ise de yüksek affınıza sığınıyorum.
Her yönüyle mükemmel bir eseri burda okumuş olmanın sevinciye gönül emeğinizi tüm içtenliğimle kutluyor nice güzelliklerde tekrar buluşmayı ümit ediyorum.
Hayırlı bayramlarınız olsun.
Selam ve en derin hürmetlerimle.