Yüreğinle KalSevgimin anlam bulduğu yerdeyim Gözlerinin izinde. Çöldeki serabımsın, Her çiğ damlasında Kirpiklerimin tellerine dolan, Hazan rengisin eteklerimde. Düşündükçe yırtıyorum çemberimi, Başımı kaldırıp göğe, Çekiyorum nefesini derinden iliklerime. Bahçemde açan çiçeğimsin, Hoş geldin, en masum düşüm Örtündüm sevgini, hayalin vururken yüzüme Yokluğuna sürgün edildiğim anlarda bile Mutluluk yaşımdın, akıp geldin gizlice. Cennet yüreğinde, Kevser Irmağı’nda Darî Celal kapısında, su içsem gözlerinde. Buluşsa ellerimiz Ahiret âleminde. Sevdiğim; Geleceksin diye boyandım kırmızı düşlere Deniz köpüğünde yıkadım tenimi Dolunayın hûzmesi vurunca, Aşk ateşiyle Taç Mahal’in mermerleri gibi Şafakla birlikte döndüm toz pembeye. Mehtaba uyandım seninle, Yasladım başımı göğsüne, Geldin işte! Hep vardın, inandım sevgine. Ömrümce tenini koklasam, Gerdanında soluklansam bin lahza! Hoş geldin seyrine doyamadığım Ay, ışığında bürünürken uçuk maviliğe Yıldızları tuttum bir bir; Topladım, şimale dönükken yüzüm, Yağdırdım saçlarına... Tutunsunlar ışığının gölgesine Ki nisyan geçmez düş sokağından . Derin denizlerin serin rüzgârı, Estin gönlüme asaletinle. Kaf dağının gelinciğini erittin, buselerinle Usulca fısıldadın yapraklarıma. Ömrüm dedin, gözbebeğim... Kokladın kadife tenimi gece sarınca Hüzün uğramasın diye çekildik kıyılara Çünkü sevdiğim; Yandık biz gönülden. Ey Ruh-î revanım! Yâr dedim, tutundum dalına Giyotine gelesin, gidersen başkasına Kıskanırım bilirsin, Şems’ten, Kamer’den, Leyl’den Can dara düşerken çekilirsem düşlerinden Bil ki; Sadece ümitsizlikten. Ahir ömrümün, baki yoldaşı; Bir gün bedenen gitsen de, Yüreğinle kal, yerin başım üstünde… Neşe Cömert 12 Ocak 2011 Gaziantep |