Emm’oğlu-------------------- ALEMİN KAHPESİ KANCIKTAN OLUR BİZİM OROSPULAR BURMA BIYIKLI --------------------- Bir şey sana, sana, böyle kendini Doğrulmadı gitti, belin emmoğlu… Bilen, bilir, tuzağını, fendini, Her makamdan çalar, telin emmoğlu… Burnun çize dursun, yer ve göğleri, “Hâşâ” sen yarattın, alçak dağları, Gebe koydun, ölüleri, sağları, Bilmem ki sen nasıl, ölün emmoğlu… Kaç garibin ocağını, söndürdün, Kaçını kullandın, kaçın’ kandırdın, Şeytanı da eşeğe, ters bindirdin, Tükenmedi hilen, al ın emmoğlu… Hep saman altına, su vermek işin, Yalanın vadeli, yeminin peşin, Neresi kuyruğun, neresi başın, Ne de yaman çiften, nalın emmoğlu… Âleme okutup, “tebbet’i” tersten, Bir ibret almazsın, bin türlü dersten, Edirne’den, Kars’tan, Merih’ten Mars’tan, Dolanıp, dolanıp, gelin emmoğlu Hemen her konuda, atıp tutarsın, Kimi görsen ilim, irfan satarsın, Değme filozofa, bile yetersin, Her şeyleri bir sen, bilin emmoğlu… Hinlikte cinlikte, dahisin, dahi, Gölükler götürmez, aldığın ahı, Adam belliyorsan, kendini sahi, El aynası bil ki, elin emmoğlu… Şerle geldi geçti, onca hayatın, Asla görülmedi, iyi niyetin, Ne kadar da bozuk, cibilliyetin, Ortada ibretlik, halın emmoğlu… Nefes alıp veren, ey canlı ceset, İçin de dışın da, hep fitne fesat, Tutmak imkânsız sa, kökünden kes at, Gıybetten ibaret, dilin emmoğlu… Mangalda kül ko’man, lafa geldimi, Paçadan kaparsın, fırsat buldumu, Söyle yapmadığın, puştluk kaldı mı? Bir gün ettiğini, bulun emmoğlu… Aklın ermez iken, karaya, aka, Bastıra, bastıra, herkesi fak a, Uyandı kerizler, yutmuyor zoka, Fes düştü, göründü, kelin emmoğlu… Ne kadar yabancın, haysiyet, vakar, Ha gayret, her kimden, ne kapsan, o kâr! Dinin menfaattir, imanın çıkar(!) El, cebinden, çıkmaz, elin emmoğlu… Emeksiz umanlar, boşa seğirdir, Bilmeyen gafildir, kördür, sağırdır, Kulun hakkı, yerden, gökten ağırdır, Vallahi yol değil, yolun emmoğlu… Doğruluk, dürüstlük, hepisi laf ta, Bir sen uyanıksın, gerisi saf ta, Nerde imiş “üç kuruşa, beş köfte”? Sırıtırken riyan, rolün emmoğlu… Hünerlerin saymayınan, bitmiyor, Kim ne dese sana, hiç kâr etmiyor, İçin, dışın birbirini, tutmuyor, Belli mi ki sağın, solun emmoğlu? ... Hakikat hor olmuş, o kör gözüne, Ömrün ipotekli, elin kızına! Sıkıysa bas da gör, hele bezine, Böyle, böyle bitti, pilin emmoğlu… İyiliği, kötülüksüz, ko’madın, Açıkların, bühtan ile, yamadın, Bir gün olsun, hatır, gönül demedin, İster gocun, ister alın, emmoğlu… Yok mu dur, sende hiç, utanır bir yüz? Kaliten kalmamış, seviyen dümdüz, Bak “demedi” deme, ister darıl, kız, Koksa da gül değil, gülün emmoğlu… KURTOĞLU ‘ mu, mahkûm edip, sabıra, Ardı sıra, gıybet et gez, ha bire, Bazen “kibir, sadakadır, kibire”! ! ! Ortada kalacak salın, emmoğlu... Aşık Rifat KURTOĞLU.........ÇORUM |