benmi gecelermi muzurlaştı
Dün gece sabahladım
Sahilde salaş bir kır kahvesinde Gökyüzünde yarım ay Denize süzülmüş ışıltısı Hep seni düşledim O an hep yanımda ol istedim Bir yanın sağ tarafıma oturdu Diğer yanın esmer teninle beni sarmaladı Benmi hülyadım sana Senmi Hülya oldun o an Gözlerimi yumdum bir ara o anlık karanlığımda ışık oldun umutlarıma Hiç duymadığım bilmediğim işitmediğim sesin çınladı kulaklarımda Bir ara uzaklaştın sonrasında kah rüzgar oldun yanaştın Tenimde dolaştın Kah ilerleyen saatlerde meltem oldun ılık, ılık sarmaladın Yeter bu kadar hayal dedim kendime Saldım seni senin kendi enginlerine Bıraksaydım biliyorum susmazdın Aşkı ya gözlerimde manayı ya bedenimde arardın Sonra gelmek isteyişin gibi Terkedip geri döneceğin gelirdi aklıma Ben hayallerde bile aldanışı kabullenemezdim Ben sessiz derin çığlıklarla susardım kendimi yakardım Çünkü ben gamlı hazanken Sen düşlerde bile ulaşılmazdın |
nefis bir benzetme bu,,,
Şiirin teması, NİSAN YAĞMURU şiirimi andırdı,,,
Ne diyordum şiirimde :
"Şimdi seninle, dört başı mamur bir coğrafya ikliminde
Komşuları ağaçlar, martılar ve balıklar olan
İzbe ve salaş bir balıkçı kulübesinde aşk sarhoşu olup,
Sarmaş dolaş sarılarak uyumak vardı."
Vayyy ki vayyyy,,, bu kadar mı olur tesadüff,, bu kadar mı olur kelimelerin ahengi, konusu ,,, her iki şiir için diyorum,, sizin ve benim şiirimi kastederek,,,
Lütfedip okursanız, daha iyi anlıcaksınız,,
saygılar,,,