PUSLU İSTANBUL GECELERİNDE
bu ilk küfürümü senin için savurdum
bir istanbil gecesinin kanlı suratına çığ gibi büyüyor sana öfkelerim bir başıma dolaşırken caddelerde yaptıkların acı gülüşlerin geldikçe aklıma hep isyan yüreğine kimi zaman içimdeki zehrimi gecelere bıraktım kimi zaman şu sancılı yüreğimi söküp yerinden sokaklara fırlattım senin yüzünden kaçtım insanlardan kendimi karanlıklara attım istanbul ufuklarında bir gün batımı parklarda ayaklarım dolaşıyor şeytanın gazabına uğrayan akşamlar gelip intikamını benden alıyor ben şimdi istanbul sokaklarında boş bir çöp sepeti gibi ıslak kaldırımlarda yuvarlanıp duruyorum bu acı yangınımdan sonra tutup,hatıraları çamurlu şaçlarından utanç duvarına vuruyorum dar geliyor kumkapı sahilleri artık bana güneşin batışı yakıyor yüreğimi pierloti tepelerinde içtiğim çay tatsızlaşıyor yudumlamak istemiyorum son yakarışdır ellerimin tanrıya ben zirvedeyken aşağıya yivarlanan adam ben boş bir şarap şişesi sardı gökyüzünü yine kapkara bulutlar duy artık şu kesilen sesimi bitkinim,tükenmişim,darmadağınım yorgunum yaşamaktan gece yarılarını bütün umutlarım sararıp soldu giydi üstüne sonbahar sarılarını talan ediyoryüzüme süzülen gözyaşlarım ben yine küfürbazım sana istanbulun puslu gecelerinde ,,,,,,,yunus,,,,,,,,,,,01-ağostos-2011 |