ANADOLU 'DAKİ KÖYLÜMSırtını dağlara yaslar, Anadolu’da köyler, Uzanır ovası, köyün önünde komşuya kadar, Kara koyun yünden ip olur, döner kirmenler, Çalışır köylüm, şubat gelir bağ bahçe budar, Kış olur, saç sobalarında yakılır tezekler, Kimi oturur başına masal anlatır, kimi dinler, Yorgunluktan uyuklar,yüzünü yıkar serinler, Dinleyeceği çok hikaye vardır, o köylünün, Toplanır ozanlar, başlar aşıklardan çalmaya, Çalıp söyleyecek çok, bildikleri vardır onların, Çalar Aşık Veysel den,başlar insanı ağlatmaya, Aşıkları atışır,ustası belli olur o ozanların. Kışları serttir, soğuktur ! karları çok olur, Çok zaman kapanır yollar, ta ki bahara kadar, Hastaları, kızak üstünde yollara koyulur, Yırtıcı kuşlar, başlarında dönüp onlara bakar. Uzun geçer zemheri,bitmez kışı Anadolu’nun, Yazdan alınmış, tedbirleri yoksa çoğunun, Çocukları çok da olsa, faydası olmaz oğlunun, Konum komşu yardımlaşır, yine de gelir bahar. Bahar gelir yeşillenir, köylerdeki boz ovalar, Sağılır koyunlar,dolar sütler ile bakır kovalar, Akşam ağıllara dönünce meleşir,taze kuzular, Çınlar çevredeki dağlar, koyun kuzu sesinden. Başlar insanı arı gibi usanmadan çalışmaya, Ekilir pancar ay çiçeği, tohum atılır toprağına, Olgun tahıl derilir, taneleri gönderilir siloya, Eğe sürer keskinleşir, iyi bakar köylü orağına. Son bahar gelince, düğün dernek kurulur, Ellere kınalar yakılır, davul zurnacı bulunur, Nikah memuru tarafından, evet hayır sorulur, Girilir gerdeğe,sabah olmadan atılır silahlar. . |
Sevgiler ÖZ' den...