Gülüp geçti, içim sızladı,yüreğim yandı!Perişan halim suskun kaldı Gönlümü dağlayan o an, hissiyatıma fırtınayı anlattı Kalbim sessizlik içinde feryadına kandı,burkulan umutlarım hazanlaştı Sanki lahza halimde kitaplaştı, ruhumun hicran damlalarını bir bir sızıyla yazdı Nereye sığınsam ağır geliyor Bakındığım rıhtımlar artık sessizliğin çığlığından bir umut yok diyor İçimde ki dalgalar dinmek bikmiyor, gözyaşlarım kendi haline boyun büküyor Hüzzam bir eser ne güzel yadediyor,melalimde demlenen figan artık çıkmak istiyor Demek ki hak etmedim Nafileyere umut besledim, ruhumun firkatinden nasıl söz edetyim Alıp götüren hicrana hangi takat ile sesleneyim, yeter artık deyip,iltica edeyim Benliğimde ne varsa, ruhumun feryadı hasretine ram olmasa da, sabırla yetineyim Çürüyor bak zamanlı tenim Vaktinde açmayan ümitlerim,kalbimi hicrana gark eden uktelerim Söyle nasıl bu hal üzre ruhumun sahibiyle yüzleşeyim, edebin içinde eriyeyim Müddet-i nefes olan halimin felahı için hangi kapıya yüz sürüp, şefaat dileyeyim Kapandı kapılar vaz mı geçeyim Şehrine malik olmadığım halin hasret, hissiyatını nasıl bileceğim Kederle mi göçeçeğim, yalnızlığın hançeriyle mi öleceğim, kime ülfet besleyeceğim Bir ömür hüzün içinde çileyle mi yüzleşeceğim, ruhumun ahıyla toprağa gireceğim Damlalar niye gözyaşım oldu Günyüzüne hasret umutlarım yeşerip, ruhuma sürur katmadı Nasıl bir günahım vardı, alıp götüren zaman, halimin sefilliğini aydınlatmadı Acziyetin içine kapattı,esir olan feryadımı kimseye duyurmadı,anbean hep sızlattı Mustafa CİLASUN |