KIRMIZI BİSİKLET
Kara betondan bir merdivenin başında,
Eller,avuç içleriyle çeneyi kapatırken, Zayıf ve sivri dirsekler,dizleri delecek sanki. Hayatının tüm renklerine karşılık, Diz kapaklarında biten pantolonu siyah beyaz. Diz kapağındaki kabuk tutan yaradan başka; Dert edilecek hiç bir şey yok. Tamam.Birde vitrindeki o kırmızı bisiklet, Hem de büyük bisikleti, hani şu önde demiri olanlardan. Neden sünnetini beklemek zorunda ki sanki? Dayısının oğlu Hasan’a almıştılar sünnetinden önce. Dert buya işte ‘’Kımızı bisiklet…’’ Kim bilir? Belki de kırmızı bisiklet ilk özlemi. Hayatta zaten sebep arar sabrı öğretmek için. Hiç bir şey bulamazsa bir kırmızı bisiklete hasret kalırsın. Büyümekse ,kırmızı bisikleti çoktan kırmış olmaktır. Diz kapağında bir tek bile bisiklet yaran yoksa? Söylermisin; ’Kim inanır bir zamanlar çocuk olduğuna? Erkan ÇEVİK/OCAK 2006 |
Ben hiç bisiklete binmedim sevgili Erkan.
Bulunduğum yerde kızlar için çok ayıptı. Bir kaç kez teşebbüs etsekte, işittiğimiz azarla sonuçlanmıştıu.
Laf aramızda içinde ukdedir.
Çok güzel bir şiirdi....Duygularımı uzaklara taşıdı.
Kutlarım...selam sevgiyle