Nasıl bir dert ki sineyi meftun eden!Derdimi Ummana döktüm ki çaresiz Asi vana inledim ona feryat edebildim Yârin derdiyle hicranlar çeşidini seçtim Biganeydim divane yalnız bircan idim Yolların seyrinde ne dertliler ki iliştim Derlerin en derinlerindeki sabrı seçtim Kime ne söyledim yalnız gönün verdim Çaresizlik içinde divaneleştim çekildim Öyle bir sevda ki hazzı dahi bir başka Sanki güneş altında kavuşulur murada Çöllerin kum fırtınasında kalırken orada Bir şefkat elinin seni bulmasıdır ümidiyle Gözler yollarda kalsa ne olacak akarken Bir sevda muhayyilesiyle öyle yaşarken Aşk hazzıyla coşup revan için koşarken Hakkın rızası için ter kan içinde kalırken Zamanın her katresinde geçen beklemem Sensizlik içinde demlenerek halimi bilmem Vefa önceleyip sabretmem sukutu seçmem Hasretinle ahirim için izlerinde nefeslenmem |