Söyle nasıl şikayet etsin ki bu kalbim!Bir ömür hasretinle inlerim Sessiz ve çok derinden kendi kendimle dertleşirim, boyun bükerim Kifayet etmeyen bu halim,umuda salınan niyetim, ruhumun firkati söyle kimin Yüreğimi daplayan hangi lahzaya sitem edeyim, bizarlaşan nefesimi terk edeyim Gökülen yaşlar,kandır yakar Ne kadar hicranım varsa, sinemin her halinde çığlık çığlığa dağlar Hüzün zerkeylediği kederle melalimi burkar, çıkacak bir kal olsa da ne yapar Düşen yaprağın halinde,kanadı kırılmış bir kuş misali,suya hasaret bir çöl timsali Geldim ki, gitmek için bilirim Ruhumun sahibine sığınır, sabır dilerim,ağlayan kalbime kanaat isterim Demek ki vakti sebeb-i değilim, meylettiğim şavkı karanlığın sukutuna gömerim Çaresiz beklerim, nasip olacak kısmetim için sadakat ederim, aşkın sırrıyla eririm İnsan tabiyatı bu heveslenir Kalbini celbeden ne ise sessizce nazar eder ve gönül dilinden imrenir Sahiplenmek adına biraz kederlidir,hesapsız bir imtihanın eşiğinde inleyecektir Ah etmek niyedir,ruhunun firkati elhak sahibi içindir, ah u zar etmek ne demektir Kalbim çarpar, an be an anar Hasretine dücar olduğum kimbilir ne kadar habersizdir,nasıl anlar Kalbi hissediş niye var, tek taraflı mı gönlü umut için aralar,yakan aşk mı ey nar Beni benden almayı başaran nasıl bir yar,düşüncelerime derinlik katıyor bu efkar Dilim sussa, gönlüm yazar Halime düşen her damla bir başka baharın şevkiyle sabahlar Lahza ibretle bakar,düştüğüm çaresizşliğin eşkali herr bir yanımda niye var Mefkuresi olmayan bir nefes için hevesler mi kalbi yorar, anlat sesi çıkmayan yar Mustafa CİLASUN |