İhanet
Ben memleket semalarında kartaldım,
Minicik ellerin avuçlarımda, Hürriyet kadar güzel ve erişilmezdin, Ama sen ihaneti seçtin. Bu gece yavrum, bu gece, Çık Serdivan tepelerine, Ölümsüzlüğün gecesinde ölümsüzlüğü gör. Ve saçlarına kırmızı yıldızlardan bir örgü ör. Bak kuzeyde denizimin karası, güneyde Sapanca, Çek içine memleketini, kana kana, Lakin taze bir mermi sıcaklığında hissedeceksin, Neyi kaybettiğini. Ve yetiyorsa yüreğin, Nehr-i Sakarya’nın kıyılarına bak, Göreceksin sulardan çıkmış şehit başlarının kanlı gözbebeklerini, İşte biz bu vatanı, böyle kurmuştuk. Bu şehr-i Sakarya’da senin deden, Toprağın altında ısırırken dudaklarını öfkeden, Sen toprağın üstünde ona bak, yetiyorsa yüreğin, İyisi mi eğ başını önüne ve git,yolun sonuna değin. Bu gece ebemkuşağı misali gülerken sen, Bir bayrak ağlıyor zehir zemberek, Ağlamak ciddi iştir be yavrum, Ağla yüreğin yetiyorsa sen de ağla… Ancaaak unutma ki , babalar ağlarsa bir başka ağlar, Duygu işidir ağlamak , Heyhaaat duygu Çark caddesini çoktaaan terk etti… İbrahim Erol gazete54.com 9 Temmuz 2011 |
Nehr-i Sakarya’nın kıyılarına bak,
Göreceksin sulardan çıkmış şehit başlarının kanlı gözbebeklerini,
İşte biz bu vatanı, böyle kurmuştuk.
Bu şehr-i Sakarya’da senin deden,
Toprağın altında ısırırken dudaklarını öfkeden,
Sen toprağın üstünde ona bak, yetiyorsa yüreğin,
İyisi mi eğ başını önüne ve git,yolun sonuna değin.
yazan kocaman cesur yüreğe sağlık. unutulmaması gereken gereklerişte bunlar.bir avuç leş kargası mis kokuyu bastıramaz.