KARA SABUN DA AK KÖPÜRÜRAfrika’nın kara bağrında Kara renkli, kara bahtlı insanlar, Kırık dökük ümitler, Paramparça yürekler, Kendilerine uzanacak dost eli bekler. Açlık, susuzluk, Hastalık tuzu biberi hayatın. Tabiat acımasız, hayat öylesine zor, Dünya sağır, dünya kör! Şampanyalar patlar gece kulüplerinde, Yıllanmış sömürge kanı içer Modern vampirler, Ellerinde kristal bardakları... Oysa ana kucağı sanarak Ümitsizliğe koşar Afrika çocukları! Açlık ve sefaletin dipçik darbeleriyle Saat başı nöbete kalkar, Afrikalı yıllar var ki uykusuz... Atom başlıklı füzelerin gölgesinde Ve kuş tüyü yatağında Avrupalı rahat, Avrupalı korkusuz!.. Kozmonotlar, astronotlar Cirit atar fezâda, Kırk yıllık dost gibi gider Ay’la kucaklaşır. Öyle ya: Uzay programları her derde deva! Afrikalı her saniye Azrail’le tanışır, Nasıl olsa ölmek bedava... Ayak izleri uzar gider meçhûle, Ay karanlık, yıldızlar sönük. Güneş öylesine cömert. Pınarlar sanki küsmüş toprağa Büngüldeyip çağlamaz. İnsanlar kan ağlar da Afrika’da Vicdanlar bir kez olsun ağlamaz!.. Ey kara toprakların kara bahtlı insanları, Bekleyin! Alnınıza güneşi, yüzünüze ay’ı Ve avuçlarınıza yıldızları koyacağım... ‘Babalar ağlamaz’ dese de oğlum, Bu gece Sabaha kadar ağlayacağım. Ey Kâlû Belâ’da tanıştıklarım, Söz olsun! Göz yaşlarımla sileceğim O kara bahtınızı Ve anamın ak sütü gibi olacak Alnınızdaki yazı... Bestami YAZGAN |