Rahmetli dedem ’Bina ile zina çoğalınca kopacak kıyâmet!’ derdi
Ah dedeciğim, kopmadı henüz, temiz insan var, fakat çoğu kirlendi
Sevgi nefret keş-mekeş, erkek koptu dişiden, birleşti keşle keş!
Kromozomlar birbirine girdi, ayrı iken fonksiyonu X’ ile Y’nin
Kalem pili bozuk fenerin, erkek erkeğe dili İskenderiye’nin*(!)


Sapıklık diz boyu, insan pisliği, vıcık vıcık kan
Ebediyet arıyorlar (!) şehvetle dipsiz kokareç çukurlarında
Asi yüreğim patlayan şefkatiyle söndürülmüş volkan
Endemik çiçekler açıyor el ayak değmemiş kırlarında
Anadolu yaylası; Ağrı, Erciyes, Hasan Dağı, Nemrut, Süphan...


Eroin, kokain, extacy; allanıp pullanmış ölüm meleği
Loş labirentlerde küf; iz sürüyor yirmi dört saat
Ön ayaklarıyla arka arka yürüyor esrarengiz tazı
Hassas burunlarına ilhâm yağıyor, göğeriyor sanat(!)
Patlamış lâğım kanalları alayının, vurucu tim dünden razı!


Güneşli bir gün, çıkın çıkmaz sokaklardan, dağlara yürüyün
Aydınlanırken kızaran gözleriniz, ağaran kır çiçeği saçlarınızla
Kapanmayın loş odalara, girmeyin tünellere, medyatik salonlara
İçinizde ulvi güzel şeyleri başarmanın sevinci ve ülküsü, yürüyün
Aldır/mayın yalanlara, zehirli yılanlara, pembe patlak balonlara!...


Şaban AKTAŞ,
16.02.2004







(*) Büyük İskender’den adını alan Mısır’daki kent; Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan İskenderiye Feneri ile ünlüdür. Tarihin gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından Büyük İskender bir homoseksüel idi.