YALNIZLIK TANRIÇASI-Mine Aydoğan’a- bakındım uzun uzun yalnızlığımı buldum karşısında içinde tablonuzun, zaman tünelinin aynalı çarşısında... bazen yalnızlık kil bir tablettir evir çevir, çözülmez dili bazen mermer bir tanrıça heykeli çıkarılmayı bekler topraktan dokunsun ister tenine güneşin eli... hep o masalsı sevdalarla yaşadık aşkolsun geçebilene altından gökkuşağının as’lı düştür gerçeğin, geç gönlüne köşk olsun bütünleşir yaslandığın sehpa ile beyaz gelinliğin ve tenin gül açar pembe, savrulur eteklerin... yalnızlık düşle kurulan bir saraydır düşsaray; kral ve kraliçesi kendimiz tanrısı, tanrıçası yine biziz yalnızlık yağmurdur, rüzgârdır güneştir aydır, ömür güneşli zamandan bize düşen paydır... mermere dokunan ipeksi düşler ipeğe dokunan çiçeksi gülüşler binlerce yıl canlı kalabilir inan ceset gibi mumyalanmadan kımıldamadan heykel gibi zamana fütursuz karşı koyandır ölümsüz insan! Şaban AKTAŞ 09.03.2006 |
bu sayfada şiir okumak ayrı keyif
tebriklerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız değerli hocam..:)
sevgim saygımla hep selamlar...