Aşığa Malum OlurHer gittiğinde biraz daha birikti düşürdüğün izler seni hatırlamalarımın içinden eşyaların çıkıyor mavi kokun masal gibi saçların bir avuç öfken demiştim sana giyotinler aşk kapanıdır demiştim her masalın bir celladı vardır demiştim darağacı aslında hiç de dar değildir demiştim darağacında dargın aşıklar susar sadece demiştim bir cümlenin daha içini sökesim var söküp içini pas tutmuş acılarımı doldurup kendi çukurumun bir gölgesine gömesim var son hırıltısını da bana armağan verecek bir gölgeye ellerini düşünmek bile daha yeni bileylenmiş bir ağrının üstünde yürür gibi spazm etkisi yaratıyor aklımda düş kaslarımın kasılması gibi ellerini işte dokunduğun değil aslında öldürdüğün yerlerimi takip et o ellerinle işte o bestesiz müziği dinlerken ellerinle nasıl da yeniden seni doğurduğumu hisset işte bu günler hani bu kopya günler artık kopya bile çekemiyor ruhunun acizliğinden bu günlerde ne yeni bitme perilerle sevişebiliyorsun ne de tanıklık edebiliyorsun soğumuş geçmişine her gittiğinde onulmaz yaralarım biraz daha aralanıyor kanattığın anılarımda ve ben ve ben işte biliyorum aslında gitmelerin de bir canı olduğuna bir gün gözü açık gideceklerini aslında sevdasızlıktan yağamayan bir bulut gibi biliyorum işte biliyorum aşığa malum olur... Oktay Coşar |
İçinde fazlasıyla acı dizeler barındıran bu şiire ne desem bilemedim...
Beğendim ama bir soğukluk vardı sanki...
Anlayamadığım...