İstanbulsunturlu hüzünlere sarmalanmış iç kanırtan bir sevdaydın sen kan süzüldü tırnaklarımdan tutunabilmak için sana hem benim hem de senin boğazında düğümlendi gizlemeye çalıştığımız yamalar gibi hırpani acılar ve geniz yakan hıçkırık ama şuna inanmalısın ki mavi sularında huzmeler emziren şehir Yeni Camii merdivenlerine müdavim bir güvercin yavrusu gagasındaki buğday tanesi kadar hatta o buğday tanesi içinde bir un zerreciği kadar kırılmadım sana hiç ve kutsadım seni un kadar somun kadar dedim ya bir sevdaydın sen iç kanırtan Ömer Meşe |