Sukut ettiren hicranlar, hüzün eken acılar!Gecenin bir yarısında sahile indim Oldukça sessiz ve kimsesizdi sokaklar, tek tük yanıyordu lambalar Umutsuz bir çehreyle gezinen hayvanlar, hiç kıpırdamayan yapraklar ve dallar İnsan kalabalığı terketmişti, tercihler nasıl bir hesabın içindeydi dilde sessizleşmişti Alanya ya bir iş takibi için gelmiştim Farklı milletlerin fertlerini her bir tarafta serpilmiş vaziyette görmüştüm Kimi zaman acaba ile yetindim, bazen hayret ederek yüzümü çevirdim ve üzüldüm Sanki yerli halk hiç yoktu, sadece ticaretle iştigal edenler o an evrenseldi,ne güldüm Oteller doluydu, demek ki iş vardı Kesat günler geride kalmıştı, yerli muz satanlar vardı,Kayseriden pahalıydı Muhatabımız bayan olduğu için pazarlık yapabilmek imkanımız yoktu,biraz acıydı Adeta insanlar muhabbet ve merhaba demeyi unutmuşlardı nedensiz bir yolcumuydu Evet, dış ticaretimiz birinci gelmiş Demek ki tüccar olmak ne büyük bir marifetmiş, yıllardır uyutulmakmış işimiz Cihanda sulh ve yurtta sulh derken, herhalde yat uyu manasında dile getirilmemiş Şevk ve vecd ancak aşk istikametinde ki rıza içindir, azmetmekte bir cesaret işidir Ürkek ve azgın nefese ne kadar itibar edilir Kainatın lehçesi bellidir, her bir ecrin şadından sevda çağlayanı belirir Yar derken, canın hissiyatını henüz şehretmeye malik değilsen, hiç heveslenme Ergeç bir maraz çıkacaktır karşına, niyetin şuur ve idrakine ulamayınca meyletme Gece saat sanırım yirmiüç civarıydı Hüzzam bir eser kulağıma ne kadar haz verdi, dikkatim o an kesildi “İçimde yine bir sızı var” diyordu yorumcu, sonra”Dinmiyor hicranım bu akşam, Sonra, “Şu göğsümü yırtıp baksalar” diye devam ediyordu o an duygularım kabardı Her ne hikmetse alıp götürmüştü Ruhumun derinliklerinden çözülmeler, kalbimde ki silinmeyen izler nüksetti İçimin burukluğuna çok iyi geldi, yıldızlar refakat ediyorlardı, sahil bana kalmıştı Yer ve zaman, can ve hesap bir birine kenetlenmiş vicdanlardı, ölüm korkutmadı Mustafa CİLASUN |