İçime Öğüt
ısrarcı bir anekdot...
gece pek bir sakallı bugün içini dökmek isteyen öğütçü gibi urganı yanlışlıkla ruhuna dolanan vakitler gibi alıntı düşler pek bir alıngan sanki sırların hırsızlığı olmazmış gibi öyle buyurdu yazan... Şüphesiz ki sizler geceyi dinleyenlerdensiniz ki o sis dolu kalleşliklerin arasında en güzel siz öldürdünüz tenlerimizi en cılız tarafından ve ellerinizde yalandan çizgiler oluştu o çizgiler ki tüm masum kalmış zamanlarınızı çürüyüp kalmış bir sancıyla ve haykırışlarınızla gömecektir zevklerinizle ördüğünüz kuyularınıza onlar ki günah sevicilerdir spermleri ve yumurtaları tecrit edileseciler Yankısı kayıp sitem... Günlerden mülteci olanı bugün sızılar devriye gezer şakaklarımda ve bazen bu şehrin geceleri pek bir dar geliyor üstüme kimvurdu’ya gidiyor önemsediğim imkansızlıklarım öyle şirret işte inançsız anılarım ve tüm rivayetler o zanlıların aynı eşgalini işaret ediyor ve o ülkesiz yapraklar ki bir güz zamanının masalından kopup da gelen tüm hatırlamaları tıpkı bir cesede benzetiyor ve bu gecenin küllerinde kaybolmuş ben burada işte bu kağıt parçasında koğuşumun ufku kör ranzasında biriktirdiğim çeteleler alnımda kanarken o güzel saçlı eskizin dudaklarından öperken ki o yeni renklenmiş arzular ve o yeni meyve vermiş umutlar ki okşandıkça yiter matemi ve inandıkça dokunaklı bir yıldız ağlar yüreğimin kuraklaşmış ezgilerine kutsal buyruk Öyle der yazan şüphesiz ki okuyup inanasanız diye o yaralar bağlarken kabuğunu Temmuz’un bile çaresiz olduğu tarihimde... Oktay Coşar |
aykırı şiir, severiz..
eyvallah..