Seni Anlamak...
Hayat değil miydi ? Herkesçe umulan, en çaresiz durumlarında bile her kesin umuduna sarıldığı...
Hem yaratıcısı olduğumuz, hem de onun yarattığı bir hiç. Ne anlamayanı olduk bu icadın, ne de anlam yüklemeyeni olduk. Her defada küskünlükler ve hayal kırıklığına uğrattık kendimizi böyle başka-başka anlamlar yükleyerek asıl sırrı ise kendimizde olan Hayatın… Yenilikleri keşfediyoruz kendimizde yeni-yeni isteklerin baş göstermesiyle vücudumuzda, oysa aslı hep vardı bu arzuların sadece arayışını unutturmuştuk bedenimize. Açık olan ama hiç doldurulamayan sayfalar dururken yenileri açmaya ne gerek var ki, doldura bildik mi sanki olanları. Yoksa her yeni oyuncağı görür görmez eskilerini kırmaya başlayan çocuk gibi, büyümek mi istemiyoruz? Eskidikçe içinde küçüldüğümüz bu hayatta. Maceralar gerekmiyor mutlu olmak için var olanı yaşamak yetiyor insanoğluna, çünkü hayatta o anları yaşamak sırrına erdiriyor insanı bu haylazın... Mümkünü olsaydı bütün bedenlerde mutluluğu tatmak, belki çözülürdü o zaman bedenimizin dili. Üzmezdik, korkmazdık ve söylerdik o zaman özlenen şarkımızı... YirmiüçMayisİkibinonbirYüksekova Faruk Fahrettin ÖZCANAN |