Kum taneleri...
Bugün Pazar…
Yorgun yaz güneşi veda ediyordu Bulutsuz gökyüzüne; çarşaf gibi denizin en uzağından… Martılar ağlamaklı uçuşuyor Balıklar belki de mutlu Deniz çarşaf gibi; ancak nefes alıp veriyor Minik dalgalar kenarda ölüyordu Köpük köpük… Bir ömür yaşanırken tadılan mutluluklar geldi aklıma Mutluluklar gelip yerleşir bazen yüreğine insanın Dalgalardaki köpükler gibi; bitmeye namzet… Kumsal misali beklemeli sabırla Gelecek olan mutlulukları… Kaybolup akacaksa da yüreğimizden sıcaklıkları Tek damlada bin hatıra yaşatacak olsa da gözpınarlarımızda Bekler dururuz kumsal misali… Umut!.. Tükenmez heyecanlar durağında bir otobüs Yolcular biner… Yolcular iner… Kapısı kapanmaz; kumsalın dalgayı beklemesi gibi… Tek adet nefesi kalsa da yüreğimizin İkinciyi bekleriz umutsuzca; bilmeden… Bugün Pazar… Haftanın son günü… Yorgun yaz güneşi veda ediyordu bulutsuz gökyüzüne… Ufukta beliren gemiyi bekliyordu limandaki iskele babaları… Belki mutsuzluklar akacaktı iskeleye; belki de yeni hevesler Zaman akıp giderken; nefeslerimizi götürüyor peşi sıra Yeni bir haftaya selam vermeye hazırlanıyor takvimler… Yürüdüm biraz daha sahilde denize paralel Çakıl taşları belirdi; kumsalın bitiminde Nefes alıp verirmişçesine deniz Minik minik dalgalar ölüyordu yine; çakıl taşlarının arasında Umutlarını erken kaybeden yürekler gibi… Aniden… Ölüp gidiyordular… Zamanı beklemeden… Kumsalda ölen dalgacıkları seyrettim, Bir de; çakıl taşlarında ölen dalgacıkları… Kumsalda kum olmayı düşledim bir an… Mutluluk köpüklerini yavaş yavaş yudumladım… Çakıl taşı olmayı yeğleyen umutsuzluklardan uzakta… Kum tanesi oldum işte… Milyonlarca, milyarlarca kardeş iç içe Aramızda mesefe yoktu; çakıl taşları gibi… Takvim yaprakları aksa da biteviye sonsuzluklara “Biz kum tanesi olmalıyız” dedim; Islatmalıyız birbirimizi mutluluk kokan dalgalarda… Metin Kaya İLHAN TRABZON Faroz |