Sığınaksın Dışlanmış Düşleresevincini tüketmiş bir hüzündür içinde hapsettiğin boynunda suç pusulalarıyla kırdığı kalbinin mutlu zamanların penceresini açmadan bekliyor ölümü senin gök çizdiğin yerlere dikiyor bir kara gülü tam güleceğin yerde bir kara kader ki; sorma yüreğin yenildiği bu dünyada kendini boşa yorma bu duvarlara hangi rengi vursan akabinde kapkara ve bir tek sen bakabiliyorsun yenilmiş çocukların gözlerine ellerinde kırılmış düşlerinle sen biliyorsun tekbaşınalığı terkedilmiş harabelerde ağlamayı oynarsın piyeslerde oyun sanarlar ağladığında caddelerde kovulmaz hüznün sana canyoldaşı sığınakların hep satır araları fısıldamak gerçeğini, haykırmaların utancı bir bedduanı söyle bana korktuğun gerçeğe ettiğin dişim tırnağım düşmanı olsun düşlerine yalan diyenin hangi insan yanacaksa ona susarsın sen cennetini erken düşleyenlere meleğindim demeden bir tek sen yanabiliyorsun sevgisiz büyütülmüş annenin yerine kanatsız kalbinle düşlerime sığınan üryan gerçek insan kim (ki zaten herkes kendine müslüman) nerde masum kalpler ( çocukların yarasız olanlarından başka) kapısına ekmek bıraktığım insanın gözyaşında tuz elleri ısınan kadının kalbinde şeker sığınakların hep insanların sıcaklığı ve bir tek sen bakabiliyorsun yenilmiş çocukların gözlerine hangi insana güneşin yolu kesilmişse ona ışık taşıyorsun sen ve ertesinde yüreğini giydiriyorsun düşsüzlere sığınaksın dışlanmış düşlere her acıya uzanan bir el dallanıyor sevginde bir tek sen yanabiliyorsun sevgisiz büyütülmüş annenin yerine kanatsız kalbinle |
her acıya uzanan bir el dallanıyor sevginde"
Hani bir poşetin içerisine son haddine kadar üfleyip de, sonunda büyük bir gümbürtüyle patlatır ya insan, o misal bütün duygularınızı dizelere üfleyip büyük bir gümbürtüyle patlatıvermişsiniz kağıdınıza. Elinize,dilinize,yüreğinize sağlık. Nice dizeler daha hayat bulur inşallah kaleminizle.