İSTANBUL
Hey İstanbul İstanbul hadisle kutlu şehir,
Peygamber müjdesine erenler diyarı hey! Geçmişten geleceğe mutlu umutlu şehir Manevi güllerini derenler diyarı hey! İnciden gerdanlığın yakışır boğazına Efsunlu maviliğin doyum olmaz hazzına Sahilde kulak verdim katibimin sazına Eyyub el-Ensarî’yi görenler diyarı hey! Topkapı, Dolmabahçe tarihinle ömürsün Yıldızlar inci dizip güneş saçını örsün Cihan ki sana hayran aşığındır görürsün sevdayı gizemine serenler diyarı hey! Nur yağıyor diyorlar sırlı gecelerinde Lehçe-i İstanbul’sun şiir hecelerinde Dolaşırdı Sultanlar lale bahçelerinde Şehriyar vuslatını sevenler diyarı hey! Kubbeli camilere gerilirken mahyalar Allah allah lafzıyla", süsleniyor sayfalar Barbaros’la, sulara hükmederken tayfalar Ufka umut tülünü gerenler diyarı hey! Çağın ordusu dedi Fatih altın nefere Fetihle bütünleşti ulaşırken zafere İslam’la, kucaklaştı göğsünü gere gere Şehriyarın, yârisin yarenler diyarı hey! Gülhane şenlik yeri çamlıca da eğlence Rüzgar minareleri dövüyor ince ince İnsan kendini bulur Üsküdar’ a gelince Sevgiyi sevenlere verenler diyarı hey! Asya’dan, Avrupa’ya açılırken kapılar Dört kıtaya hükmetti Osmanlı’da sultanlar Senin için can verdi yedi başlı civanlar Bizans’ a al sancakla girenler diyarı hey! Rasul, kokusu sinmiş bağrındaki güllere Cennet diyar diyorlar senin konduğun yere Nice kullar can atar görmek için bir kere Oy İstanbul İstanbul diyenler diyarı hey! Rabia BARIŞ |