17
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1449
Okunma
………………………………………………………………………………………………………………………………….
OY DÜNYA DÜNYA
El vurup yaremi incitme tabip
Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var
Dert vurup da yarem eylersin derman
Her can kabul etmez viraneler var
Vay dünya dünya fanisin dünya
Vay dünya dünya yalansın dünya
Can ile cananı alansın dünya
Alansın dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya
Yalansın dünya
Dert ehli olanlar dermana gelir
Elbette arayan dermanın bulur
Sadık der ki kimde ne var kim bilir
Geşt ü güzar ettim elde neler var
Vay dünya dünya fanisin dünya
Vay dünya dünya yalansın dünya
Can ile cananı alansın dünya
Alansın dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya
Yalansın dünya
…………………………………………………………………………………………………………………
Aşık Sadık-2-Sadık Doğanay
……………………….
YÜCEPINARLI SADIK DOĞANAY
(1933-1979)—1933 Yılında Tokat ilinin Zile İlçesi,Yücepınar köyünde doğdu.Aşıklığa küçük yaşlarda başladı.Aşık Veysel gibi iki gözüde ama olan Aşık Sadık’ın asıl adı SADIK DOĞANAY’dırHerkes onu adı ile özdeşleşen AŞAĞIDAKİ TÜRKÜSÜ İLE TANIR.
El vurup yüremi incitme tabip
Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var.
Dert vuran yâreme eylersin derman
Her can kabul etmez viraneler var.
Vay dünya dünya, fanisin dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya.
Dalıyorsunuz hayallere, geçmişinizi, kaybettiğinizi, sevdiklerinizi düşünüyor, ’yaş kemale erdi’ artık diyorsunuz. Dertleriniz, hayatınız gözünüzün önünden geçiyor bir sinema şeridi gibi. Mey ve bağlamaların ara geçişinden sonra devam ediyor deyiş sizi
hayallere götürmeye;
Dert ehli olanlar dergâha gelir
Elbette arayan dermanını bulur
SADIK der ki kimde ne var kim bilir
Geçti güzar ettim elde neler var.
Vay dünya dünya yalansın dünya
Can ile cananı alansın dünya.
Evet, türkü klâsiği olmuş bu güzel deyiş, yıllardan beri radyo ve televizyonlarda pek çok sanatçı tarafından okunmakta. "Vay dünya dünya, yalansın dünya’ diyen Zileli Halk Âşığı Sadık DOĞANAY, Zile’nin Yücepınar Köyü’nü kar ve boranın sardığı bir kış günü, 1979 yılının Ocak Ayı’nın 23. günü ayrıldı aramızdan. 1933 yılında Yücepınar Köyü’nde doğan Sadık Doğanay da, Âşık Veysel gibi âmâdır. O, Zile’nin Veysel’idir. Âşık geleneğinden gelen bir ailenin ferdidir.
"İsmim Âşık Sadık, dedem Kemterî er olanlar sever böyle erleri", dediği dedesi Kemterî’nin de pek çok deyişi söylenir radyolarda, televizyonlarda. ’Bu Kadar
Cevretme Aziz Sultanım’ isimli deyişinde âşık;
Sefil Kemter eydür lebi balımsın
Canımın cananı servi dalımsın
Sen bir merhametli gönlü ganisin
Bendelere selâm sal bazı bazı
Coşkun sular gibi çağlayıp akma
Aşkın hançerini sineme çakma
Noksanım var ise kusura bakma
Bildiğinden şaşar kul bazı bazı.
diye duygulara, yüreklere dolmakta, gönül telimizi, titretmektedir. Kaç kişi noksanını, hatasını, bilir de, bildiğinden şaştığını Kemterî gibi mertçe, yiğitçe söyleyebilir günümüzde?
Sadık Doğanay kendisine âşıklığın, dedesi Kemterî’den geldiğini şöyle anlatmaktadır bir deyisinde;
Daha yaşım kemâle ermeden
Bu âşıklık bana Kemter’den geldi.
1960’lı yılların sonlarında mahallî Zile Lisesi Radyosu’nda deyişleri yayınlanan Sadık Doğanay, zaman zaman TRT radyolarında mahallî sanatçı olarak kısa sürede ülkede sesini duyurmuş, deyişleri radyo ve televizyonlarda okunmaya başlanmıştır. Ancak Gazeteci Hüseyin HOŞCAN, 12 Haziran 1981 tarihli Zile Postası Gazetesi’ndeki yazısında, âşığın pek çok deyişinin başka sanatçılar tarafından kendi eserleri gibi okunduğundan bahsetmektedir.
Sayın Hüseyin HOŞCAN’ın, ölümünden sonra Âşığa sahip çıktığı ’Zile Türküleri ve Zileli Sadık Doğanay’ başlıklı yazısından; âşığın dost meclislerinde okuduğu deyişlerin bazı sanatçılarca alınarak kendi besteleri ve derlemeleri olarak empoze edilmeye çalışıldığını, Ankara’da Dr. Recai Özdil’in TRT nezdinde girişimde bulunarak gerçek bestekârı ortaya çıkardığını, elli kadar deyişinin Recai Bey tarafından notaya alındığını, Sadık Doğanay’ın kendi besteleri yanında kendinden önce yaşamış Fuzulî’den, Sıtkı’ya kadar pek çok şair ve âşığın şiirlerini bestelediğini, öğreniyoruz.
Âşık, eserlerinin başkaları tarafından vefasızca alınıp kullanılması hususunda bir deyişinde;
’Ben bal yapıyorum, birileri benden habersiz alıyorlar’ diye dile getirmekte ve feveran etmektedir. Bizim TRT’den aldığımız halk müziği repertuarında;
El Vurup Yâremi İncitme Tabip,
Bir Güzelin Hasretinden Ahından,
Bir Güzeli Methedeyim Bari Âlem Yanmasın,
Gönül Gel Varalım Gülşen Bağına,
İzzetli Hürmetli Bilirim Seni,
Her Sabah Her Sabah Gülşen İçinde
isimli ezgilerde kaynak kişi Sadık DOGANAY olarak gösterilmiştir. Ancak âşığın TRT repertuarında olmayan pek çok deyişinin bulunduğu bilinmektedir.
Biraz da âşığın söylediği deyişlerindeki güzelliklere, duygulara kulak verelim.
Türlü sevdalara saldın bu başı
Dinmedi âlemde çeşnimin yaşı
diyen âşık sanki kaderini söylemiştir. Sefil Kemterî hayal seni gezdirir, diyen dedesinden, gerçek âşıkların, hayal âlemlerini, hayallerini, o ulaşılmaz yâr ve sevgiliye duyulan hasret ve duyguları görürsünüz.
Bu aşkın ateşi gitmiyor benden; dedikten sonra, Teslim Abdal’dan seslendirdiği deyişte;
Yâr aklımı aldı büküldü belim
Mecnûn dedikleri deli böyle olur.
diye bütün gerçek âşıklara tercüman olan Sadık da zaman zaman hayal âleminde gezmektedir. Zaten âşık demek hayalle yaşayan, hayalle gezen gönül eri demektir. Bizim Zile’nin türkü klâsiği olmuş ’Hatırına düşmez sormaz, halimden’ isimli deyişte
Seri Sefil;
Dertli Seri Sefil gurbet ellerde
Bir zamanlar şöhreti gezer dillerde
Yârim gelir deyi gözü yollarda
Anadan gülmedik garip başlı yâr.
diye bütün âşıkların duygularını anlatmaktadır. Dünyaya yalan dünya diyen âşık,
Turabî’den seslendirdiği başka bir deyişte;
Gönül gel varalım gülşen bağına
Meramın yâr ise bir tane yeter
Dünya fâni değil, hikmetine bak
Heva-i cehl ile efsane yeter,
diyerek hayatın, dünyaya gelişin bir hikmeti olduğu gerçeğini, gerçek aşkın, yârin bir olduğunu veciz bir şekilde ifade etmektedir.
Tokatlı ve Zileli olmanın gururunu;
Bu ilimin ozanıyım
Bozuk değil düzeniyim
Ben halkımın ozanıyım
Şu Zile’nin ellerinden
diyerek dile getiren âşık,
Sazım omzumda hayli dolaştım
Güzel sadık dosta şükür ulaştım.
diyerek Yücepınar Köyü’nden başlayan hayatına son noktayı koydu, yine Yücepınar Köyü’nde.
Alıntı:Bekir ALTINDAL
……………………………………………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-181-)(-)(-)(
Ey sevdiğim hoş eyledin gönlümü
Sazlar fasıl geçer teraneler var
Görmedim gerdanın çifte benlimi
Şarkılar okuyan sayraneler var
Oy Dünya,Dünya yalansın Dünya
Elimden cananı alansın Dünya
Alansın Dünya
Vay Dünya Dünya yalansın Dünya
Beni acılara salansın Dünya
Salansın Dünya
Dinle Adem oğlu derim ki size
Gönlünün sevdiği meyl etme haza
Cennet bahçesini görmeyen göze
Dünyada gördüğü hayraneler var
Oy Dünya,Dünya yalansın Dünya
Sahte hayallere dalansın Dünya
Dalansın Dünya
Vay Dünya Dünya yalansın Dünya
Gönlü sevdalara salansın Dünya
Salansın Dünya
Sevdiler çılgınca er oğlu erler
Bu yüzden de gitti bedenden serler
Bu güzelden sana hayr/olmaz derler
Hiç gönül dinler mi fermaneler var
Oy Dünya,Dünya yalansın Dünya
Sinsice sarılan yılansın Dünya
Yılansın Dünya
Vay Dünya Dünya yalansın Dünya
Sonumuz hüsrandır bilensin Dünya
Bilensin Dünya
Karacoğlanları kimleri yuttun
Her şeyi bol verdin bizi uyuttun
Aşık Sadık’ımı nerlere attın
Bu Lüzumsuz gibi garaneler var
Oy Dünya,Dünya yalansın Dünya
Teli kopmuş sazı çalansın Dünya
Çalansın Dünya
Vay Dünya Dünya yalansın Dünya
Dert ile baş başa kalansın Dünya
Kalansın Dünya
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
ETEK YAZILARI
TERANE:Ezgi,makam,nağme
SAYRANE: Öten, cıvıldayan, şakıyan.
HAYRANE:Şaşkınlılığını gizleyemeyen
FERMANE:Buyrulanlar,emredilenler
SERLER:Başlar
GARANA: Aşık oyununda en sona kalan (kimse): Sen garanaya galdıñ
………………………………………………………………………………………………………………………………….
5.0
100% (15)