Ağlama kalbim, hicranın ahıyla burkulma!Her lahza geçip gidiyor seslenmeden Simende bir iz bırakıyor lal olmuş halinden, mütrebessim çehresinden İdrakinm bu ahval üzere hayli fakirken, bilmem ki ne gelir hala şikayet etmekten Bir ömür nedamet bu sinemdeyken, sürurun o izleri yüreğimden sessizce kaybolmuşken Kime ne söylerim,kuytu köşemdeyim Gelenin halinden ,geçip gidenin melalinden ne anlarım, kanadı kırılmış azadeyim Hazanın rengiyim, hüznün müdavimiyim, toprağın yadettiği yalnız kalan bir nefesim Nerdeyim, hangi hal üzereyim, kıt aklımla sanki sarhoş olmuş zavallı bir can-ı avareyim Sığınırım efkarıma ve derd-i gamıma Aman vermeyen her bir sızıya, yüreğimin dinmeyen sancısıyla, sukut ettiren ahuzarımla Umut besledim yıllarca, hülyalar derledim yalnızlığımla, yadına eriştiğim yarin nazıyla Başbaşa kaldım anılarla, okumaya çekindiğim mektuplarıyla,hasret kaldığım o kelamına Artık bir çare olmadığına kani geldim Şikayetlenmek ve nedamet içinde nefeslenmekten badirelerin sahraya anbean eriştim Hangi devanın adresinde nefeslendim ve gönlümün şehredilmesine ırsat verdim, inledim Yıllarca kime ne söyledim, en yakınlarımdan gizledim o sessizliğin yalnız müdavimiydim Yıllara ne istiyorsunuz benden dedim Figan eden halimi aşikar eyledim, bahtıma çaresiz kanaat ederek susmayı öğrendim Kuytu köşelere meylettim, kanadı kırılım bir kuş misaliydim, gözyaşalarımla yürüdüm Lafazanlığı hiç sevmezdim, ne derlerin furyasında kefilsizdim,dramatik bir hal üzereydim Dinlediğim şarkılar içimi açıyordu Sanki yıllara sari suskunluğumu şehreden birer tanıktı,içinde saklanılan bir zamandı Kiminin derdi, kiminin emeli, kiminin tükenmeyen hevesi vardı,bir an içinde ki harmandı Giden ahıyla gitti, kalan umudun prangalarında tutulu kaldı, kalp neden hiç anlaşılmadı Mustafa CİLASUN |