TAFLAN MEVSİMİ
Yemyeşil yaprakların altında tomurcuklanır
Her bahar mevsiminde fındık dallarında Yeşillenir çotanak. Günler geçip yaz geldiğinde Kabuk bağlar Güneşin sıcacık kollarında Her geçen gün büyür çotanak. Yeşilden kırmızıya çalar rengi Olgunlaştıkça ağırlığına dayanamaz Kavurucu sıcaklarda Dalından tek tek düşmeye başlar. Toplayın beni dediğinin işaretidir bu. Eli kınalı yazmalı kızlar Dalları eğer sevgilisini okşar gibi Çotanakları toplar. Fındık mevsiminde çok güzeldir Giresun Erenler şeyhler diyarıdır Piraziz Yüreğinde sevgi taşıyanlara Özgürce açar kucağını Yaralı gönülleri Sarar sarmalar sıcağıyla. Özledim memleketimi Giresun’u,Piraziz’i Köyüm Şeyhli’yi Mavinin yeşili kucakladığı Çocukluğumun geçtiği baba yurdumu Beni büyüten anamın yurdunu Memleketimi özledim. Yeşil fındık bahçelerinde Türküler söylenirdi Fındık mevsiminde. Oyunlar oynardık Dolaşır dururduk dere tepe Çiçekler toplardık demet demet. Papatyalar tarlasıydı köyümüz Yorgunluktan bittiğimizde Uyurduk çayırlarda uzanırdık çimenlerde. Küçük şirin evimize dönerdik Karanlık çöktüğünde . Bir sofranın etrafına dizilir Aile sevgisinin sıcağında Yerdik yemeğimizi. Tadına doyum olmazdı Ne kadar da lezzetliydi yemekleri anamın. Tek eksiğimiz Almanya’da ekmeğini Kazanan babamın yokluğuydu. Geleceği günleri düşleyerek Dayanırdık ayrılığına . Çok zaman geçti o günlerden bugüne Şimdi her yaz mevsiminde Şeyhli köyünün tepelerinde Özlemle yanar yüreğim. Doğan güneş çağırır beni Gecenin içinde oynaşan yıldızlar Göz kırpar gel diye Çağlan Deresi’nin sesini duyar gibi olurum uzaklardan Taflan çeker canım,taflan mevsiminde Simsiyah bir çift göz gelir aklıma. Taflan gözlüm derim Çocuk yüreğimden silinen adını hatırlamam bile. Yürümek isterim çamurlu taşlı yollarında. Hep akrabayızdır köyümüzde yediden yetmişe Saygı duyarız yaşlılarımıza büyüklerimize Bu topraklarda özgürce yaşamamızı sağlayan Kemal Atatürk’e Sevgi duyarız minnet duyarız. Masmavi Karadeniz salına salına Durur yeşil tepelerin ardında. Kıpkırmızı ışık saçar tepemizde Güneş bulutların arasından. Gelsene bu senede gelmedin der kızgınlıkla Yakar içimi hasret. Kuşburnu yaylasına takılı kalır aklım Taş duvarlı evimi asla unutamam. Hartamayla örtülü tavanından Duyar gibi olurum yağmur damlalarının sesini Akardı yağmur damla damla üstümüze. Yer yatağında ıslanırdık çoğu zaman Uyumak çok zevkliydi Hartamaya çarpan damlaların gürültüsünde. Sarı ineğimiz Portakal renkli beyaz desenli idi Bakraç bakraç süt verirdi . Gitmez gözümün önünden. Kıtlık yıllarıydı geçim zordu zaten Lahana çorbasına bayılırdık Doyamazdık tadına yerken. Sabahın alacakaranlığında Kilometrelerce yürüyerek giderdik okulumuza. Elimizde şebeke çuvalından yapılma Çantalarda olurdu yiyeceklerimiz . Zeytin ekmek yerdik öğle vakitlerinde Sana yağlı helvalı ekmeğe doyamazdık. Yıllar geçti birer birer terk ettik köyümüzü. Hayatın değirmenine atmışlardı bizi Anlamıştık öğütüleceğimizi. Çok çalıştık okuduk Yarıştık yaşamla. Utandırmadan anamızı babamızı Hayatımızı kazandık. Adım adım dolaşıp durduk Anadolu’da Doğu batı güney kuzey demeden Tozlu yollarda yuttuk tozu Çamurlara bulandık Dizimizin altına kadar. Hayallerimizin peşine düştük Ömrümüz yettiğince. Hiçbir engel döndüremedi bizi geriye Ağardı saçlarımız günden güne. Çocuklar doğdu onlar da büyüdüler Beraber büyüdük eşimle çocuklarla Birlikte büyüttü hayat olgunlaştırdı bizi. Üzüldük de ağladık ta Mutluluklar yaşama bağladı bizi her zaman Yine Ağustos sıcağı çarptı yüreğimi Giresun çağırıyor uzaklardan taflan mevsiminde Köyümün toprağı kokuyor buram buram Dostlar can insanlar çıkmıyor aklımdan. Kara taflan tadını özlüyorum damağımda kalan Şeyhli’yi özlüyorum Çocukluğumun geçtiği toprakları Ana toprağını özlüyorum Dön gel artık diyor Giresun bana Şeyhli’de yaykın ağacının gölgesi beni bekliyor.2008.OSMAN ÖZTÜRK. Taflan Mevsimi şiir kitabımdan..... |