DELİ YÜREĞİM
Yaralıdır yüreğim, bekler yarım kalan diğer yanını.
Aklım firarda, arar durur yürekte kaybolan beni, Yüreğim isyanda, aklım bastırmakla meşgul seni. Bilsen ne girdaplar, ne fırtınalar kopuyor içimde... Akıl ile yürek bilmem kaçıncı savaşında, Bilmem bu kaçıncı hesaplaşma, kaçıncı kavga. Daha kaç uzun gecem var, uykusuz geçecek ! Daha kaç şiirim var, kime yazıldığı bilinmeyecek... Bu gece gidemedim kendimle, düşlediğim o yere... Yüreğimle hesaplaşıp, dinmez acısını dindirmeye. Dalgaların köpüklü nâmelerine bırakacaktım usulca, Gecenin ıslık çalan meçhul rüzgarlarına savuracaktım, Sahilin bağrındaki kumlara gömecektim görünmeden. Belkide yürek savuracaktı aklımı, gökteki yıldızlara... Yürek mi dönerdi yoksa akılmı geriye, bilemem gayrı. Dedimya, bu gece gidemedim kendimi alıp oralara... Yanlış bir zamanda, yanlış bir masalda çıktım ortaya, Tuz oldum ilaç olmak isterken, kanayan yaraya. Sordum hep yüreğime, Ey yüreğim derdin ne ? Akıp giden bir hayatın, sevdiklerin sevenlerin varken, Nedir be derdin ? Niye bu ateşle oynama isteğin ? Ey laf dinlemez, dizginlenmez, isyankar Yüreğim ! Nedir benden istediğin ? Söküp atmak mümkün olsa, İnan gözümü kırpmadan yapardım ! İnan söker atardım. İsyan ettin de ne oldu, ne geçti eline Ey yüreğim ! Ulaştın mı muradına ? Başın göğe mi erdi şimdi..! Giydinmi sırtına sevda denen o ateşten gömleği... Ey yüreğim ! Beni taşıyan sen, bir taş attın kuyuya Hadi kolay gelsin, çıkarda görelim kendini huzura... Sorarım sana ; Dindi mi sızın, geldi mi yarım kalan yarın ? Yusuf olmak meğer ne zormuş, pişemedim yandıkça ben ! Züleyha misali kaybettim kendimi, bir avuç yürek elinde... Bundan sonrası benim yolum, alevler içinde bu yürek, Artık tek yanacağım bu ateşte, tek kalacağım bu kuyuda. Ne bir kervan geçecek, ne biri su çekecek yüreğimden. Bazen seller içindedir insanın... akar delice ama sessiz, Bir sen bilirsin, bir sen tanık olursun ama çaresiz... Ne gariptir, bir yanım boğulurken diğer yarım ateşten kor. İçim yanarken üşüdüm diyemem ya başkalarına, Yada içim üşürken, dışım yandım diyemezdi sana... Ey yüreğim ! Sanamı kaldı dertlerine yoldaş aramak. Hakkın yok biliyorsun, kimseye sitem etmeye... Sen ettin sen çekeceksin... karıştırma beni gönül işine. Feryatsız çığlıklar atacaksın ama kimse duymayacak ! Çaresizce beklerken, içindeki sabır taşın çatlayacak ! Çağladığın gibi durulacak, akacaksın ait olduğun yere, Artık usulca kapanmalı, kapanacak bu son perde..! Ey yüreğim ! bulaştırma artık kimseyi sessiz gidişine... Ve sen ! Delice esen rüzgarlara direnen ey gelincik ! Karlı dağlarda fırtınalara baş kaldıran asi kardelen ! Ne bekleyebilirdim ki, ne isteyebilirdim ki senden... Saklı ve uzaktan sevmek... başka ne gelirdiki elimden. "Al benide götür" diyemezdim ya Kaf dağının ardına. Bilseydim eğer, görseydim eğer, oynarmıydım bu ateşle ! İzin verirmiydim bu yangına, göz yumarmıydım yüreğime ! Elbette göz yaşlarımla söndürür, bitirirdim işini sessizce... Senin kadar yüreği deli, gözü kara olamadım belkide, Göremedim bu kör yüreğimle olanı, olacakları... Gel-Gitler içinde, sarhoşu olmuşken içimdekilerin... Madem söküp atamadım, atamayacağım seni ! Senle ama sensiz yaşamayı öğrenecek bu yürek. Sevgin her zaman yüreğimde, köz olup alevlenecek... Uzanıp dokunamadığım, derdim, hayalim, her şeyim ! Ne olur affet ama unutma ! Beni benden alan Deli Yüreğim... -vedâti- ( Vedat Topuz - 28/04/2011 ) |