KADER KURBANI
Birde sana anlatayım
Gardiyan gardaş, Bir sabah çalındı kapım, Açtım kapıyı, açmaz olaydım, Çalar, çalar zili giderdi, Evde yok kimse, derdi, Davet ettiler merkeze Anlat dediler, anlat: Dün gece neredeydin, ne yaptın? Erken yattım, uyudum dedim, İnanan yok. Gözlerim tavanda seni düşünüyordum. Boşa geçen yıllarıma doluyordum. Söylemedim, sakladım tabii, Tanıdıklar yabancı da olurmuş. Soruya soru sorulmaz bilirim. On memur arasına gir dediler. Bir vukuat var anlaşılan. Sarı, küt saçlı bir kadın geldi, Gözünün içine mi baksam, dedim; Boyun mu büksem dedim, içimden. Bir hayali sefid o geldi, gitti, gitti de. Gel bakalım sen gardaş, gel dediler. Taksiciyi vurmuşum Taksim’de, Taksici de İrina’yı söyler son nefesinde. Alırlar İrina’yı bir bardan. Asılı ya resimlerimiz duvarda. Bir de korku verirler İrina’ ya, O da, işte bu der, beni gösterir. İşin hepsi bu. Tabanca nerde dediler, Yok derim, inanan da yok. Sonunda, attım boğazdan dedim, attım. Tanığım yok başka, ne derdim? Hani yalan da söylenirmiş; Ne taksiciyi tanırım, ne de İrina’ yı. Bir yığın çapraz sorgu o gece, Kırdılar kalemi, attılar işte Boş yere.çekerim dertleri boş yere Benim gibilere Kader Kurbanı, derlermiş buralarda Şimdi.koca, kara bir leke alnımda, Ne derim anama, sevdama, Dosta, düşmana. Ah, İrina ah, kararttın dünyamı. Hoplayıp zıplayan siz, Kader kurbanı biz. Ne yapalım yazgımız buysa, Bunu da çekeriz, bunu da çekeriz. |