YAŞ 18
Her anı doyasıya yaşanan bir günün
Küçük bir anı gibiydi on sekiz sene Çat kapı, hiç beklemeden gelecek ölümümün Bir adım daha yaklaşmasıydı on sekiz sene Ve ben on sekiz senede öğrendim Hayat denen soyut nesnenin iki yüzlü olduğunu Dost denilen mahlukatın bir gün sırtından vurduğunu Yarin hayali iliştiğinde gönlüne hayatın durduğunu Ne gelirse gelsin başına Mesela su katsınlar pişmiş aşına Sevdalısın diye maşuk desinler adına Kara sevdalara düşsen,yansan bir Aslı korunda Delikanlıyım deyip düşsen mahpus damına İnce hastalığa yakalanıp düşersen ölüm yatağına Hayat işte deyip geç , sende var dünyanın tadına UĞURCAN SIVAKÇIGİL 02.05.11 |
sayfa renklerini değiştirseniz