BABA'MA
Hatırlamak istiyorum ne zaman tanıdım babamı
Ona ne zaman Baba dedim? Çocuklukta yaşanır her şey ama hayat büyütür bizi. Gün olur evde bir silüet belirir Güçlü kuvvetli elleriyle okşar sever çocuğunu. Yüzü az gülse de kim bilir ne kadar şefkatlidir Nasıldır kalbi? İçinde ne duygular yaşar?Ne kavgalar eder? Kendi kendiyle bilemezsin ki... Anladığında zaten Daha çok sever güvenirsin bu adama Yani babana. Ben de sevdim hem de çok Hep ayrılıklar yaşadım her geçen gün büyüyen sevgisini Hep içimde taşıdım. Maviydi gözleri Mustafa Kemal’in gözleri gibi Kumral yakışıklı bir adamdı benim babam Tam bir centilmendi. Çok sigara içerdi Söndürmeden birini diğerini yakıp içine çekerdi. Zevk miydi sigaradan aldığı yoksa? Zehir miydi ciğerini dolduran? Üzülürdüm korkardım dumanından Zarar görmemesini isterdim babamın. Ama öksürürdü nefes alamazdı Sigaranın dumanından. Bende nefesimi tutardım Babamın çektiklerini çekmemek için. Boğulur gibi olurdum havasızlıktan Ama yine de Tanrı’ma dua ederdim. Oksijen olmak isterdim yüreğinde Çocuksu dileklerimle. Evlatlarından uzaklarda Almanya’nın tozlu fabrikalarında geçen ömrü Ayrılıklar üzerine kurulmuştu babamın. Dayanmak için acılara sigaradan kuvvet mi alıyor? Yoksa dumanında hayaller mi kuruyordu? Zaten zor yıllardı o yıllar Telefon da yoktu Postaneden yazdırdığınızda Saatler geçiyordu. Bir cızırtı dahi duyamadığımız günlerdi Haftalar aylar sonra geliyordu Hasret kokan mektuplar Babamın alın teri kokan Ellerinin kiri kokan mektuplar. Tekrar tekrar okuduğum Doyamadığım öptüğüm kokladığım mektuplar. Her okuduğumda gözlerimi dolu dolu eden mektuplar. Okuyup yeni bir mektup gelinceye kadar Bembeyaz kağıttan mektupları saklardım Yüreğimin üstündeki cebimde Köyün çamurlu yollarından Şeyhli İlkokuluna gitmek zordu evimizden Yollar çamur çoraktı. Yıllar sonra kum ve çakılla kaplandı. Okumak isteyen bir çocuktum Hırsla derslerime çalışıyordum. Oğlum okuyacak diyen benden umut duyan Benden büyük adam olmamı bekleyen babamı Utandırmamak için Okudum yıllar geçti Huzur ve güveni sağlayan bir adam Emniyet Amiri de Emniyet Müdürü de oldum. Ama babama doyamadım sevgisine hep hasret kaldım. Onlardan uzaklarda, Gurbette olmanın acısını yıllarca yaşadım. Döndüğümde evimize sevinçlerine şahit olurdum Mutlu olduklarını fark ederdim. Ayrılırken otobüse bindiğimde hep başı yana eğik Gözyaşlarını saklarken görürdüm Oğlum dayanamıyorum diyordu bazen Gurbetin çekilmezliğinden söz ederken. Ve yılların yükü mavi gözlerinin ferini söndürdü. Rahatsızlandı ciğerlerinden Kötü huylu bir tümör yüzünden. Alman fabrikalarının tozlarımı kaplamıştı ciğerlerini? Yoksa gurbetin acısı mı? Ve dayanamadı bir yıl önce hastane odasında veda etti bizlere, Ardında onurla şerefle yaşanan bir ömür bıraktı Sevgisini altın kalemi ile çizdi kalbimize. Artık çok özlüyorum babamı. Yaşıyor yaşayacak yüreğimde Eski günlerdeki gibi. Asla öldüremeyecek hiçbir şey, Hatıraları silinmeyecek yüreğimden Her ziyaretimde Merhaba baba ben geldim Nasılsın diyeceğim, Dua edeceğim ellerimi açarak huşu içinde canım babama Sevgimi dökeceğim gözlerimden damla damla dua dua. 2007.Tunceli.OSMAN ÖZTÜRK Taflan Mevsimi şiir kitabımdan.... |
yüreğiniz var olsun hocam
yüreğinize kaleminize sağlık