Gel vur dedim, birgün karşı mı geldim!Ne kadar hıncın içinde yol aldın Hiçsöz hakkı vermeden zan içinde sorgulamayı bir marifet saydın Mizan sanki sadece senin için mi var addettin, neden huhukunu çok zorladın İnsan olmanın hassasiyetini bıraktın, nisa kimliğini hangi vadiye emanet bıraktın Her ne yaptımsa, azımsadın Hakir görmeyi ne sandın, etrafımda ki emeller peşinde koşanlara adandın Her fırsatta azarladın, ben sustukça ziyadesiyle densizliğe kadar heran uzattın Kadın kimliğini, nefsi telakkilerini, önyargı gerekçeni hiç arlanmadan ruha akıttın Deli mi olmalıydım,yoksa Bir velinin desturuyla sukutumu sinemde tutmalıydım, söyle ne yapmalıydım Oysa kalbi latifliği, ruhi hassasiyeti var olan bir nefestin,hırs ve zannına yenildin Her nasılsa acziyete sevk etmeyi marifet bildin,esareti neden sinemde hidssettirdin İnsan konuşarak halleşir Önyargıların sözcüsü ve savunanı değildir, o gaye ve azzim için erktir Düşünmek niye fikir isteyen fazilettir,bilmeden,anlamadan yaşamak fakirliktir Nefsini öncelemek, heva ve hevesinin istikametinde o sefilleşen halini serdetmektir Her türlü tasarruf elindeydi Evin resisliğine soyunmak demek ki emelin içinde ki ziyadeliğindi Kırmak istemedim, talan etmeyi kendime yediremedim fakat sen, düşünemedin Uysal halimi, suskunlaşan melalimi mizacım zannettin,ben çekildikçe sen geldin Korkar oldum,anmaktan Ruhumda beslediğim nisa kimliğinin suhuletini ve vecdini yeniden tanımaktan Bizar bıraktıran soluktan,kendiyle barışık olmayan sanıktan ve o acımasızlıktan El açıyorum, sahi,bime sığınıyorum, sabrın demiyle dirilişim için aşkı bekliyorum Mustafa CİLASUN |