Akıl iradeye bakar, idrak ne yapar!Her ne hikmetse suskun ve vefalı bir iklim arıyorum Edebiyle hem hal olacağım, şevkiyle muhabbet bağrında açacağım bir hazan İzanın, ihsanın iflas etmediği bir zaman, ruhun deruniliğinden gelen muazzam heyecan Nihayetinde tevdi edilende bir can, hiç kusursuz olur mu insan, tekebbür ettirir feveran Ne kadar saklı sadıklar varsa, sandıklar açılmalıdır Umutlar bir bir kanatlanıp uçmalıdır, gün yüzüne hasret kalarak hiç anılmamalıdır Bahtıma tekabül eden her lahzanın esrarında ki nazar fark edilmeli, kalp sahipsiz değildir Ne vakit korksan, haşyetin akın ettiğini anlasan, bir an akıl tutulması yaşasan, ne söylenir Dert nasıl bir kalp için illettir, kederdir, merettir Oysaki aklın yolu birdir, elhak malumat sahibi olunmadan, edilen nazar beyhudedir Neden idrak ruhunun vazgeçilmezidir, irfan perdesinden neşet eden bir aşk-ı ahenktir Nasıl bir sevda gerekir ki, ulviyet şadından bahşedilen bir ülfet olduğu, fark edilmelidir Nasıl ki kuş kanatsız uçamaz, kul yârsiz olamaz Gönül, hakikatin sadrından beslenmedikçe, ihsan ve ihlâsı nefeslenemedikçe anlaşılmaz Şekli yet için, ne derler vehmi bilmem ki nasıl bir seçim rızkın sahibi ki asla karıştırılmaz Neden kaygı ve zanlar hiç peşini bırakmaz, teslimiyetinde ki sıkıntı, vuslat için yakışmaz Belli ki sorup sual etmemeyi içime sindirmeliyim Ruhumu ve kalbimi esareti içinde ve sessizliği bendinde kalmasını gam etmemeliyim Hesap adına ne varsa, batın namına bir korku ve zan sinemde yaşıyorsa, kime gülmeliyim Ömür dağını, içinde beslediği umut yumağını, ateşin yakmadığı aşk cenahını bilmeliyim Kar’ın hafifliğine ve bir o kadar zarifliğine imrenmeliyim Her anımda sessizlik içinde refakat eden ve amellerimin kaydını geçenleri hissetmeliyim Nasıl bir akıbet olacaktır, ömür dağı buharlaşacaktır, irfan ahıyla tefekkür edebilmeliyim Kimseye yük olmadan, yüzlerini astıracak bir talepte bulunmadan nasibime yetinmeliyim Umut ve niyaz içinde, ceht ve ecir ikliminde nefeslenmeliyim Göçüp gitmeden, ahu zarımla çürüyüp erimeden hoş seda nedir, yakından öğrenmeliyim Temaşa ettiğim mezar taşlarına yazılanları şehretmeyi becermeli, öteye ne söylemeliyim Her cümlenin sonunda bir işaret konuyor, lisanı bilmeyen ise melülleşerek öyle bakıyor Mustafa CİLASUN |