PUSTUM
sustum pustum
durdum saat durdu dünya kayboldu yaşam sustu acıdım bedenime acıdım seyrederken ruhum içinde ama baktım umrunda değil gülüyor oynuyor arsız arsız şakalaşıyor tüm terslikler üzerinde diye şaşırdım hayretler içinde arkama baktım ben yerde kıvranıyorum etrafıma baktım kimse yok ağaç yok yaprak yok çiçek yok toprak çatlamış simsiyah rengimi çalmış karıncasız böceksiz bağrını delerek ilerleyen köstebeksiz ben gibi yalnız onada acıdım benim gibi o kadar sevdası vardı ki hepsi yalnız bırakıp gitmiş hangisini düşünsün ben bir sevdanın yükünü çekemezken altında ezilip yok olurken o hala buluttan umut güneşten can bekliyor umudu var hala ya ben ya ben bir candım can verenim birdi yolları amansız yolları çaresiz yolları görmeyen ben toprağa sokulup onun acımasını bekledim medet umdum sevdamı kabul etmeyen sevdamı süren bedenime hoş geldin deyip bir yer açar diye..... açmadı çiçek açtı meyve verdi dallar sürgünle göğe erdi baharı yaşayıp sarıyı bildi köklerini uykuya yatırıp ısındı ısındıkça kıvrılıp toprağı sevdi uyandı seneyi gördü ben hala dalgın hala yaşama dargın mahkumiyeti dünyayla sona erecek suçlu kalbimle pustuğum yerdeyim.... 11/04/2011 MALATYA Muhtar Gazi Topal |