İSTANBUL...
.sokak köselerinde filizlendi
ilk sevda kaçamagimiz daha henüz de isminin öpüsme oldugunu bilmedigimiz dudak temaslarina sahidiz tüpü heran bitti bitecek dedigimiz eski kasa televizyon karsisindaki yesilçam flimlerinde geri kalan diger zamanlarin büyûk bölümünü de beton üzerinde yedi kisilik futbol çatismalarimiz dolduruyordu üç kisi fenerliyse bir kisi besiktasli diye kaleye gecmek zorunda kaliyordu henüz asmalimesciti ve taksimi isitmemisti kulaklarimiz bildigimiz en uzak mesafe mahallemizin bir üst sokagiydi logo oyuncaklariyla kurdugumuz kendimize ait evlerimiz arabalarimiz vardi kendi isimizin patronuyduk bir bakimada halk ekmegi kuyruklari olurdu mahalle bakkalinin en insafsizi lazin önünde elimizde posetler saatlerce beklerdik gelisi ekmek kamyonunun heves ettigimiz ve sonradan alisamadigimiz sigara muhabbetlerine dalardik bazen izmariti cok olan bir nefes daha fazla cekse sansli s ayardi o gün kendini |