Henüz Değil...
O’nu düşünerek ısınırsın zemheri soğuklarda,
O’nu ararsın yastığının boşluğunda, O’nun hayaline sarılarak uyursun yalnızlığın kuytusunda, Her gece… Kâh pencereye vuran yalancı güneşte, Kâh yağmurun damlalarında, Kâh dağların karlı doruğunda, O vardır aklında gözünü açtığında, Her sabah… O’nun varlığı kaçınılmazdır, Figüran değil; kahramandır, Gerçekleşeceği inanılandır, Her hayal… Yağmurlu akşamlarda başlayan, Sabaha vuran zamanlara uzanan, Anne gibi şefkatli, Sevgili gibi şehvetli, Baba gibi merhametli, Masum bir harmandır, Her kavuşma… Çoğul yaşanır “Her”ler, Kabullenip, içselleştirildiği sanılan düşünceler, Oysa an gelir, Bir de duyarsın ki, “Tek”il bir söz, O “her”leri beynine çiviler… Çivide asılı duran yazı, Defalarca söylenen ve duyulan sözlerin yerini kanatırcasına alır; “Henüz Değil… Henüz Değil…” |