İsobantlı Kırık SaatHiçbir yerde durmayacak Hiçbir yere gitmeyecektim. Belki o zaman , işte o zaman burada olabilirdim. Ölüm kavurup duruyordu bir avuç kalmış yüreğimi. Kimse dualarımı duymuyordu. Kuşandığım nehir hepinizin arasından sessizce akıyordu. Hiçbir şeyi hatırlamayacak. Hiçbir şeyi unutmayacak. Belki o zaman, işte belki o zaman yaşayabilirdim. İçimde kalan son damla şimdi denizle ödeşecektir. Nasıl olsa artık adım bilinmiyordu. Duvardaki yırtık resmimin bir gözü sizi süzüyordu. Hiçbir devrim olmamış olmalı. Hiçbir ihtilal geçerli sayılmamalı. Belki o zaman, işte belki o zaman insanlığımı yazabilirdim. Bir dinin mukadderatını boynumda taşıyorum. Islığıma gömüyorum akşam haberlerini. Bir çocuk, götürecegim kitaptan güvercinine tebareke okuyordu. Hiçbir çöl yeşermeyecek. Hiçbir dağ devrilmeyecek. Ama yinede, işte bu yüzden düşlerime kan verebilirdim. Ölüm kavurup duruyordu bir avuç kalmış yüreğimi. Artık aşkın cinleride bana kılavuz olmuyordu. İsobantladığım kırık bu saat hepimiz için tıklıyordu. |