İnanmalıydım, hüzünle ağlamamalıydım!Evet, bel bağlamalıydım, haz duymalıydım Ne yaptığımı hakkıyla anlamadan, tereddütle solumadan yol almalıydım Öncelikle suallerden başlamalıydım, hissiyatımı gale almalıydım ve fakat yaşamalıydım Lüzumsuz kaygılardan arınmalıydım, mefkûremi ihmale bırakmamalıydım, ona kanmalıydım Nerde işaret taşı görsem, yâdımı sukuta erdirip düşünsem Kendimden geçene kadar gözyaşlarımı sessizce ummanın o suhuletine döksem Bir yelkenli misali dalgaları dert edinmeden salınarak, sevdalaşan enginlere yüz sürsem İçimden ne geliyorsa bir sarf-ı nazara yeltenmeden aşkın esiniyle hasredip, sancıdan göçsem Kalbimin dili yok, sinemin efkârı neden bu kadar çok Sanki saplanıyor yüreğime, onca zamandır fark etmediğim bin hüzünle gelen ok Nereye baksam, vaktin sırlarını ruhuma taşıyıp manalaşsam, yine dinmez ıstırabım pek çok Bir gönül vardı, her vakit baharın ülfetini yaşatırdı hazan vakti kalbime neler anlatırdı, yok Bir çelebi misali yolun yolcusuyum, umut yumağıyım Ufkum karadı mı, içim daraldı mı, ruhum bizar kaldı mı, başımın ağrısından korkarım Sıktığım yumrukların titrettiği melalimin hıçkırıklarını saklayamam o yamaçlara bakamam O vakit hücreler içimdedir, mahpushane bahçesi ne kadar ferah gelir kimselere anlatamam Sanki gardiyan lisan-ı halime refakat etmektedir Sessiz bir şekilde nazar etmektedir, derd-i gamıma kim bilir neler söylemektedir, kalbidir Kim ekmeğinin arayışında değildir, hangi yolcu panik içindedir, hasret ki gönül ehli içindir Yürek sahibi hiç ses etmeden çilesiyle büyür, sabırla yürür, kanaatle bütünleşir ve güçlenir Rahmetli meczup Cemil emmi geldi aklıma Yaşadığı zaman hakkıyla çok anlaşılmadıysa da, eren bir nefes olduğu ki nasılda ortada Geç vakitlerde kimin kapısını çalsa, muhtaç olan nefesleri kalp gözüyle görüyor ya, anla Heybesinden çıkardığı ne varsa, umut edilen gaibi olsa da, demek ki fark eden var, korkma Ne devranlar geçti, ekinler vakti zamanında biçilirdi Afat sanki ruhuma şahit olan bir cendereydi, kim vakitsizdir ve hatta ihmal-i takatsizdir Ümmet-i Muhammet neden bu kadar dirliksizdir, vecdini ve o azmini tehir edenler kimdir Niçin şüpheler hiç geçit vermemektedir, tefrikaya bu kadar rağbet niyedir, aşk neredededir Mustafa CİLASUN |