Uzat bana ellerini..
dertler çöker akşamın sarhoşluğunda içime
gurbet türküleri dudaklarımda sızım sızım sol yanım yalnızlığımın limanında düşlerdeyim kimsem yok ki senden başka yürekte avuntularım bohçama sakladığım sevdalarında hayat bulur sen olan bu beden.. ne zormuş yaban ayazlarında kalmak ben ülkem’in en zalim kışlarına razıyım yeter ki bağrına bir düşebileyim birde senin yanıbaşında nefesler alayım ey sevdiğim yar.. hani derler ya! ’karnının doyduğu yer vatanın’ diye yok be gülüm yok,öyle değilmiş ben hiç maddeyi düşünmedim ki manada kendimi ararken... ama, kör olası kaderin esinti rüzgarlarında düştüm özüme yabancı,her şeyime uzak diyarlara hangi vicdan vatanından keyfiyen uzak kalır ki! hangi seven yürek sevdasına acılar çektirir ki!.. mutlu insanlar arasında bir ben mutsuzum gülen yüzüm,coşan yüreğim küskünlerde gurbet türküleri dinledikce yaralarım derinleşir be gülüm zivanası çıkmış hayatın içinde kaybolurken düşler bahçesinde seni ve ülkemi görürüm Görürüm de; lakin kanadı kırılmış okyanus martısıyım ben uçamam sevdiklerimin bağrına yanarım, eririm gün be gün sevdiğim.. ne olur uzat bana ellerini al beni gurbet cehenneminden.. mutlu olayım ülkemin mis kokan topraklarında ve sen kokan bahçelerinde... |