SEVMEK
Yasam mutluluk,ve sevmekle güzeldir,
Huzur icinde yasamak ömre bedeldir, Eger seviyor yada seviliyorsan en güzel duygu, Belkide yasamak istemenin tek caresi bu, Seviliyorsan kiymetini bil ne bekliyorsun. Sevmiyorsan demekki yasamayi bilmiyorsun, Bence sevmeyi bilen ALLAHinsevgili kulu, Sevmek nedir bilmeyense seytanin sag kolu, Getirme aklina kötülükleri düsün gecen güzel günleri, ALLAH in emridir sevgiye saygi göstermek, Yasak degildir ömrünce güzellikler isemek, Yasadigin güzellikleri sakin hata sanma, Aldansanda bile sakin aldatma, Dünyanin ici seviyoruz deyipte sevmeyenlerle dolu, Yasamak sevmek istiyorsan mutlulukla bul yolunu, ALLAHim seni bütün kötülklerden esirgesin, Canim sen benim her seyim HAZINEMSIN!:::: 20.12.2002 miyase seven |
Saygılarımla
8 MART DÜNYA EMEKÇI KADINLAR GÜNÜ!
Bu uluslararası günün gerçek manası Alman Sosyalist Clara Zetkin...1907’de Uluslararası Sosyalist Kadınlar gününü organize eden Clara Zetkin,tüm sosyalist partileri kadınların oy için savaşmaya davet edip konferanslar hazırladığında 1908 yılında New York Sosyal Demokrat Kadınlar birliği bu çağrıya uyarak büyük gösteri düzenlemiş.1909’da, Kopenhag’daki Sosyalist kadınlar 1910’da 2.Enternasyonel Konferansında Clara Zetkin, 8 Mart 1857 de ölen 129 kadının anısına bu günü Uluslararası bir kadın günü olmasının gereğini vurgulayıp kabul ettiriyor.1911 yılı 19 mart’ında Avrupalı sosyalistler,ilk kez bir uluslararası kadınlar gününü kutluyorlar.
Ve nihayet 1975 yılında Dünya Kadın Yılı’nı ilan Birleşmiş Milletler Örgütü 16 Aralık 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar verdi.Kadınlara eşit haklar verilmesinin Dünya barışını güçlendireceğini kabul etti.
Böylece 8 Mart, dünyada kadınların yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi.
Dünya kadınlarının böyle bir güne sahip olmalarının bedelini çok ağır ödemek zorunda kaldılar ama başardılar.
Kısaca;8 Mart 1857; 129 işçi kadın yaşamını verdi ve bize özgür yaşamı kazanmak için en büyük bedel olan yaşamımızı koyma zorunluluğunu öğretti. Bu aynı zamanda özgücümüze dayanarak yaşam gücü olabileceğimizin eylemle tamamlanmasiyla oldu. Kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesine karşı kadın, belki de ilk örütlü tepkisini koydu.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
Dünyanin her yerinde en fazla kadınlar ve çocuklar sömürülmektedir. Sömürmüye 'dur' demek bizim görevimizdir. Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Kollontai, ve Krupskayalarin tekipisi, tıpkı yaşam savaşında büyük bedeller ödeyerek yüceleşen, Tanya, Zilan, Çigdem, Idil, Barbara, Andrea, Viyan Beritan ... gibi olabilmek. Onların yükselttiği direniş bayraklarını kaparcasına yakalamak ve özgür yaşam hayallerimizi gerçekestirebilmek. Bunun için örgütlenmek, bunun için direnmek.
Dünyadaki bir çok kadın cins ve emek sömürüsünü ayni anda yasamaktadir. Türkiye ve Kürdistan'da oldugu gibi diğer bir çok dünya ülkesinde yaşanan savaşların acısını ençok kadınlar yaşıyor. Kürt kadını ise, ezilen ulus kadını olması nedeniyle üçüncü bir baskı altında ve buna karşı en güçlü ve örgütlü direnişi gösteriyor.
Genel Birkaç Bilgi:
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre(2001);
1.Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2.Bunakarşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3.Dünya’daki mal varlığının %1’ine sahipler.
4.Başka bir deyişle dünyadaki işlerin %34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin %90’ına ve toplam malvarlığının %99’una sahipler.
5.Şahirlerde evlikadınların %18’i,köylerde de%76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
6.Kadınların %57,7’si evliliklerinin ilk günlerinde şiddetle karşılaşıyor.
7.Aile içi suçların %90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.
Türkiye’de 8 Mart Kadınlar Günü
İlk kez 1921 yılında ‘’ Emekçi Kadınlar Günü’’olarak kutlanmaya başlanan 8 Mart,1975 yılında daha yaygın olarak kutlandıve sokağa taşındı.1975 yılında ‘’Türkiye 1975 Kadın Yılı’’ kongresi yapılmıştır.1980 askeri darbesinden sonra dört yılanılmadı 8 Mart.1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.Kadınlar 80’li yıllarda 8 Mart’ı izinli yürüyüşler ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da,küçük guruplar halinde mütevazi kutlamalar gerçekleştirildi.90’lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş katılımlarla oldu.
Tüm bunlardan sonra 8 Mart dünya kadınlarının yüzyıllardır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi.
Ama yine de cemre her yıl olduğu gibi bugünde ,gelecek güzel günlerin habercisi olarak, o günlerin mücadelecisi kadınlara düştü.Kadın,üzerinde namus etiketi taşıyan bir mal değildir.Abisinin kurşunuyla açılmış yaradan usul usul toprağa akan kan , her hangi bir şeyin temizleyicisi değil, tazecik bir bedenin hayattan koparılışıdır.Kadınlar bizlerin ardında değil ,bizlerle yanyana.Bizlere hizmet etmek değil, birlikte yaşamı var etmek adına.