HÂL DİLİTomurcuğun yarıp kokuya duran Rengini bülbülden aldığın bilmez Yok dikenden başka derdini soran Gün be gün sararır solduğun bilmez Beladan kaçtıkça varır belaya Peşinde çol çocuk alır alaya Turnalarla haber salar sılaya Selamının yolda kaldığın bilmez Tipiyle boranla hâldaşlık eder Kurtlarla kuşlarla dildaşlık eder Kara bulutlarla yoldaşlık eder Gözünün yaşını sildiğin bilmez Bir zülfün teline dokunsa eli Pepeleşir birden gönlünün dili Dosta ayan olur belki ahvali Gündüz yaşar gece öldüğün bilmez Aklıyla oturur gönlüyle yorar Gül atarken kendi başını yarar Diyar diyar gezer gönüldaş arar Hırlı mı hırsız mı çaldığın bilmez Yarasını yaralarla sararken Hal dilinden anlayanı ararken Mazi aynasında saçın tararken Kendiyle konuşur güldüğün bilmez Tayyip ATMACA |