KABULLENELİMBaktım rüzgardan darmadağındı, O siyah,upuzun saçların, Rüzgar savurdu,ve döktü omuzlarının üstüne, Başladı okşamaya, onu omuzların, Öptürdü,öptürdü döktü,yarı açık göğüslerine, O, çılgın sapık rüzgar, Darmadağın oldu saçların. Bir sarı yaprak uçtu geldi,üstündeki söğütten, Düştü,üstüne kondu saçlarına, Kaldır başını, yaprak düşen o ağaca bir bak, Kalmamış yeşil yaprakları, Sararmış, hastalanmış, Benim gibi,belki senin gibi, Fakat sen,hala ısrarlısın, Daldan, düşmemeye çalışan yapraklar gibi. Oysa son bahardı mevsim, bulut rüzgar ve fırtına, Her an, çıkabilirdi, er geç, Senin, nedense o umurunda değil, Giydiğin, o kürke mi güvenirsin sırtına, Boşuna hala yaz deme,vakit senin için de geç, Söyleme artık, “eğil salkım söğüt eğil,” Eğilmez, vakit çok geç. Hiç mi, umurunda değil, Önündeki, sır dolu delidolu yaşadığın zamanlar, Hiç mi, düşünmezsin, Ölümü, Ya da hastalığı !!!, Ya da, nereye yatırılacağını, Benim hala çok gençtir dersin, Unutma bir gecede, ağarmış olur o siyah saçların. Bir bana bak, bir de üstündeki şu söğüde bak, Nasıl sararmış, düşüp duran yaprakları, Tıpkı, benim saçlarım gibi ağarmış yaprakları, Nasıl ağarmış, onun alları sarkan saçakları, Kurumuş, gıda alan kökleri su emen damarları, Olmaz, olamaz hiç ümit etme, Bu, saatten sonra senin için de aşk. Senin için de,benim içinde, Vakit geç hiç ümit etme. Varsın yaşımız, geçkin olsun, Kabullenmeliyiz, bu altmış yetmişli yaşı, Yeter ki, yaşlı gönüller sevdalarla aşk çeşidiyle dolsun, İster benizlerimiz, sararsın solsun, Biz hak ederiz,Tanrı katında belki yoldaşı, Gönlümüz aşkla dolar, sevgiyle dolar, Yeter ki kabullenelim, bizler bu yaşı, Kabullenelim, bu almışlı yetmişli yaşı. |
Sanki hüznün mevsimi gibi duruyor sonbahar
Ama yine de,
başımızda kavak yellerini, yeniden o mevsimde yaşamaz mıyız..
Dilerim, sevgi yüreğimizden hiçbir mevsimde eksilmesin..
Sevgilerle..