Tandır
Cehennemi andırır kızarmış toprak tandır
İçinde volkan kaynar kâr etmez katı buzlar Gece ile gündüzün kesim çizgisi tan’dır Aydınlığa girerken sabah güneşi guzlar. Arayan mutlak bulur hayatın sırrı andır Gölge oyunu gibi doymaz acıkmış canlar Hiç ölmeyecek diye kazık çakılan handır Beyaz tahta beşiğe yatıp kendini nazlar. Sahanda altın kaşık verdiyse onla bandır Dağınık dursa bile toplu görülür azlar Uymaz isem Emire harlı ateşte yandır Kurusun tüm istekler bitsin bedende hazlar. Söylenir halk dilinde böyle meleze çandır Dünyaya teşrifinde ebe vücudun tuzlar Öyle değildir dersen büyüklük kötü şandır Bazen çok soğuk olur gönül ininde yazlar. İnsan denen meçhulde meğer hepsi bir zandır Şekle aldanmayasın tutar suyu ayazlar Son düğününde nefis faş malamat olandır Verir şeytana elin kendi boynun boğazlar. Damar damar dolaşan bizim kırmızı kandır Sonbahar cümbüşünde usta çalınır sazlar Bakınca hep geriye ister kendini kandır Daim sulak mezrada yeşil durur sazlar. 20.02.2011 Ahmet Çelik |