ÇARESİZİM SABAHLARIM DA
Çaresizim sessizce uyuyan sabahlarımda
Göçmen kuşları yol gösterir ellerimden tutarcasına Çöl seraplarında bulurum beti benzi solmuş Kum fırtınaları saklar beni alır koynuna Nedir ne değildir bilemez oldum senin yokluğun da... Ağlarım düşlediğim de saklarım gözyaşlarımı yastığımın altına Sanmaki bir daha görürüm kurumuş dalların ardında Yeşeren yaprağım olur mu bilemem sulamadan toprağıma Yağmur bulutlarına ağıtlar yakarım sesimi duyururcasına Dayanamaz bu yürek yokluğunda ki acı feryatlarıma... Gidişin gidiş değil ama ne çare düşmüşüm yollarına Saklayacak neyim var ki artık çaresizliğimin şaşkınlığına Yüzümdeki haritalar anlatır beni çizer yarınlarıma Yalan yıllarımın kor gibi yaktığı bu acı sevdama Hey hat yıllanmış şarap gibi değerli son bulan aşkımıza... Bulutlar örtün üzerimizi gri kara ne varsa renklerinden kalan Zerre kadar utanacak saklayacak ne yaptık geçmişteki yaşantımız da Üşüyorum ıslanan kara toprağın ve yağmurun altın da Sorgulamadan geçemez misiniz ey cehalet avcıları Saklayın yeşeren kır çiçekleriyle papatyaların altın da... Örtüşüyor tüm renkler gök kuşağıyla birlikte etrafım da Sadelik akıyor var gücüyle ahengiyle boylu boyunca Devasal bir anıt yükseliyor ardından endamıyla Tarihe karışacak bir serüven çığlıkları yükselirken etrafım da Çaresizim sessizce uyanan sabahlarım da... |
Saklayacak neyim var ki artık çaresizliğimin şaşkınlığına
Yüzümdeki haritalar anlatır beni çizer yarınlarıma
Yalan yıllarımın kor gibi yaktığı bu acı sevdama
Hey hat yıllanmış şarap gibi değerli son bulan aşkımıza...
SENİ KARŞIMDA GÖRMÜŞ GİBİ OLDUM ÖZLEMİŞİM
BEYENİ İLE OKUDUM SEVGİLER SELAMLAR SENİNLE