BİLMEM
Söylesem derdimi yazsam sıraya
Dostlarım duyarda sezer mi bilmem İlaca dermana geldim yaraya Köhnemiş kabuklar azar mı bilmem Derdimi dinleyen dostlara selam Geldim ki edeyim bir iki kelam Özünde bozulmuş bu devri âlem Feleğin ettiği Pazar mı bilmem Oturup düşündüm ben bazı bazı Fukara ne zaman görecek yazı Alnıma yazılmış bu kara yazı Acep rahme gelip çizer mi bilmem Ayrı kaldım vatanımdan elimden Soyka gurbet bir şey gelmez elimden Figanım sorarsan gülün elinden Naşi bağban bağı gezer mi bilmem Gel behey cananım cevretme yeter Yükledim göçümü beklemez katar Sılanın özlemi gözümde tüter Hasretlik bağrımı ezer mi bilmem Hasretin çektiğim gül yüzlü canan Hayalin saklımda gitmiyor bir an Düşündüm maziyi ağladım inan Yarda gözyaşların süzer mi bilmem Seslendim sesime canan gel diye Garibim kapında belle kul diye Bu canım yoluna olsun hediye Beyaz gerdanına düzer mi bilmem Kaybettim aklımı deli gibiyim Sen yoksan inan ki ölü gibiyim Meyvesiz ağaç tek çalı gibiyim Talihim mi kara nazar mı bilmem Bende bir bendeyim meydanda halim İnsansın insana eyleme zulüm Merhamet dilendim ey kanlı zalim Beni de deftere yazar mı bilmem Haykırdım derdimi yellere döktüm Denize deryaya sellere döktüm Bağladım ucuca göllere döktüm Acep Van gölümü hazar mı bilmem Sevdana delidir gönlüm ezeli Yoruldum cihanı revan gezeli Sallanıp karşımdan geçen güzeli Acep Mizani’ye yazar mı bilmem Taner Karataş (Ozan Mizani) |
türkü gibiydi.nağme nağme işlenmiş uzun soluklu bir hece.
memba suları gibi besberrak ve dupduru,okuması haz veren dizelerdi.
severek ve de beğenerek okudum harika bir vezinli şiirdi.
tebrikler ve de saygılar sunuyorum...HŞT