AHMET KABAKLI (Akrostiş)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ahmet KABAKLI
1924 yılında Harput’ta doğdu. 1931 yılında Elazığ Numune mektebine girdi,ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Elazığ Lisesi’nden 1944 yılında mezun oldu ve Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırdı. 20 Kasım 1946 tarihinde "Yunus Emre mi Yalan Söylüyor, Gölpınarlı mı? " başlıklı yazısının Son Saat Gazetesinde yayınlanması ile yazı hayatı başladı. "Hareket" Dergisinde "Ayın Hercümerci" başlığı ile yazılar yazmaya devam etti. 1948 yılında İstanbul Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünü bitirdi ve Diyarbakır’da öğretmenlik hayatına başladı, 2 yıl öğretmenlik yaptı ve aynı zamanda "Karacadağ" dergisini yönetti. Askerliğini yapmak üzere görevinden ayrılıp Manisa’ya gitti; askerlik görevini tamamladıktan sonra 1951 yılında Aydın Ticaret Lisesi’nde yeni öğretmenlik görevine başladı. Aynı lisede öğretmenlik yapan arkadaşı Meşkure Hanım ile 1952 yılında evlendi. 1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesine kayıt oldu. 1956 yılında Tercüman Gazetesi’nin düzenlediği fıkra yarışmasında "Üniversitede Münazaralar" yazısı birinci seçildi. Eğitim stajını yapmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris’e gönderildi. Yazılarına "Uzaktan uzağa", "Paris’ten Paris notları", "Paris Mektupları" başlıkları altında Paris’ten devam etti. 1958 yılında Türkiye’ye dönünce İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsüne öğretmen olarak atandı. İstanbul Hukuk Fakültesindeki eğitimini 1959 yılında tamamlayıp 1961 yılında İstanbul Barosu Avukatlarına katılarak kısa bir süre avukatlık yaptı. 1961 yılında Tercüman Gazetesinde "Gün Işığında" adlı köşesinde yazmaya başladı. Çapa Eğitim Ensitüsünde 1969 yılına kadar öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunda öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam etti. 1974 yılında emekli oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda edebiyat dersleri verdi. 1978 yılında Meşkure Kabaklı, Rıfat İzzet Çokum, Sevinç Çokum, İskender Öksüz,Cahit Dodanlı Emine Işınsu Öksüz, Tahir Kutsi Makal, Süha Burçkin, İrfan Atagün, Halis Akaydın, İsmail Gerçeksöz ile beraber Türk Edebiyatı Vakfı ’nı kurdu ve ölünceye dek başkanlığını yaptı. "Gün Işığında" köşesine 1991 yılından itibaren Türkiye Gazetesi’nde devam etti. 1995 yılından itibaren Türk Dil Kurumu asil üyeliğini görevini de sürdürdü. 14 Aralık 1996 tarihinde Aydınlar Ocağı ve 55 gönüllü kuruluşun desteği ile düzenlenen törende, Atatürk Kültür Merkezi’nde kendisine "Şeyhülmuharririn" unvanı verildi. 17 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu hastanede tedavi görmeye başladı, 23 Aralık 2000 tarihinde hayat arkadaşı Meşkure Kabaklı’nın vefatinden 47 gün sonra 8 Şubat 2001 tarihinde vefat etti. Eserleri Kültür Emperyalizmi , Müslüman Türkiye , Mehmet Akif , Yunus Emre , Mevlana , Ejderha Taşı , Ecurufya , Sohbetler 1-2 , Temellerin Duruşması 1-2 , Güneydoğu Yakından , Şiir İncelemeleri , Doğudan Doğuş , Sultanü ş Şuara Necip Fazıl , Şair i Cihan Nedim , Türk Edebiyatı 1-2-3-4-5 (5 Ciltlik en önemli eseri) Rahmetle anıyoruz, mekanı cennet olsun...
AHMET KABAKLI (Akrostiş)
Allah rahmet eylesin ey şeyhülmuharririn Hürmeti ve minneti hak eden bir ediptin Memleketin ufkunu açmakta eserlerin Edebiyatımızın ihyasına sebeptin Türk edebiyatında artık sabittir yerin “Kültür Emperyalizmi” ilk yazdığın kitabın Ardından imza attın “Müslüman Türkiye”ye Böylece devam etti o şuurlu hitabın Aklındaki hizmetti bu güzelim ülkeye Köşen daima saygın, olmaz şahsi hesabın Lüzumunu hissettin ve el verdin ülküye Islahatı başlattı bitmeyen ıstırabın İhsan POLAT 08.02.2011 İspir |
Tercüman ve Türkiye gazetelerini aldığımda ilk sayfaya baktıktan
sonra ilk işim hocamızın ''Gün Işığında '' isimli köşesinde ki yazısını okumak olurdu.
Müptelası olmuştum.
Yine bir gün köşesinde MOZAİK DEĞİLİZ başlıklı yazısında
böyle söyleyenlere meydanı bırakmamak lazım geldiğini ve herkesin bir şeyler yapması gerektiğini yazmıştı.
Bende ne yapabilirim diye düşünürken yazıdan aldığım ilhamla ''MOZAİK DEĞİLİZ MİLLETİZ'' isimli şiirimi yazmıştım.
Bu şiirim sayfamda da yayınlanmaktadır.
Hatırlattığın için sağol İhsan Bey.
Hocamızın eserleri ölümsüz eserler.
Vatan sevgisiyle dolu yüreğinden bıraktıkları ile hala vatanına hizmet ediyor.
Ne mutlu hocamıza.Ne mutlu onun gibi olanlara.
Şiirinizle de çok güzel tanıtmışsınız ki sizide canı gönülden tebrik ediyorum.
SAYGILARIMLA.